OSMAN ÖCAL


Kalemiyle Destanlaşan Bir Şahsiyet

Kalemiyle Destanlaşan Bir Şahsiyet


    İçinde bulunduğumuz zaman diliminde Türk insanının, özellikle gençlerimizin büyük çoğunluğu belirli odaklar tarafından yönlendirilmenin etkisiyle ve başta, milli eğitimden uzaklaştırılmış bir eğitim sistemiyle yeni gelen nesilleri yetiştiren okullarımız olmak üzere vermesi gereken milli eğitimi verememesi yüzünden milli duygulardan nasibini alamamış bireyler olarak yetişmektedirler.

 

    Hatta bütün milli değerlere düşmanca tavırlar sergileyen kimliksiz, kişiliksiz sürü psikolojiyle hareket eden yığınlar haline gelenleri ve bu yığınların Türk milletinin geleceğinde söz sahibi olma çabalarının tavan yaptığını görmekteyiz.

 

   Günümüz siyaset anlayışının bu durumu destekler vaziyette olması ise geleceğimiz için vahim sonuçların ortaya çıkacağının habercisidir adeta.

 

   Geçmişte mankurtlaştırılmış, bugün ise belirli görevlere getirilmiş bir gençliğin siyasete, Türklüğe, Türk milletine, milli değerlere bakışını; hukuk, adalet ve yönetim anlayışını dolayısıyla bu anlayışın meyvelerini toplamaktayız. Ne yazık ki millet olarak hazmedilemeyen çürümüş kokuşmuş bu meyvelerle yeni nesiller geleceğe hazırlanmaktadır ki artık tehlike çanları kulaklarımız tırmalamaktadır.

 

   Güneydoğu Anadolu bölgesinin adeta denetimsiz bırakılması ve doğurduğu-doğuracağı sonuçlar ise vatanın bölünmezliğini düşünenlere dahi sindire sindire içirilmeye çalışılan bir zehir, piyasaya tek çözüm olarak sunulmaktadır.

 

   Bütün bu ve benzer olumsuz gelişmeler karşısında direnç noktası oluşturabilen bir gençliğin bulunması sevindirici olmakla beraber yetersiz gördüğümüzü ifade etmek istiyorum doğrusu. Yetersiz olmasının birçok sebepleri var elbette. Bunlardan bir tanesi de milli düşünceye sahip yazarlarımızı ve yazdıklarıyla destanlaşanları okumadıklarından veya okutulmadıklarından ileri gelmektedir.

 

   İşte bu yazımızda kalemiyle destanlaşan şahsiyetlerin birisinden söz etmek istiyorum. 2013 yılının son cumartesi günü İLESAM’da gerçekleştirilen şiir dinletisinde kürsüye gelen şairlerimizden birisi: ‘‘ Ben Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun oğluyum’’ demesiyle adeta derin bir uykudan uyanır bir hal aldım.

 

   Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu bana göre milli hisleri yüksek, düşüncelerini şiire edebi anlamda çok güzel yansıtabilen ender şairlerimizden ve kalemiyle destanlaşan bir destan şairimizdir.

 

    Gülce Edebiyat Akımı olarak önem verdiğimiz konulardan bir tanesinin de Türk destanlarının olması ( Şairlerimizden Harun Yiğit Türk destanlarını Gülce Edebiyat Akımı nazım türleri ile şiirleştirmiştir.) nedeniyle şairimizin oğluyla tanışmak, babasıyla ilgili kısa bir sohbette bulunmak arzusuyla dinleti çıkışında kendisiyle tanışmak istedim.

 

   Talat Bey sağ olsunlar kırmadılar beni. Sohbet ederek zaman zaman uğradığı Milli Düşünce Merkezi’ne gittik. Orada da çay içerek sohbet edip hem kendisi hem babası ile ilgili bazı bilgiler edindim. Elinde babasıyla ilgili ve fotokopi ile çoğaltmak istediği bir yazı vardı. Dışarı çıkıp çoğaltarak bir nüsha da ben alıp tekrar görüşmek üzere ayrıldık.

 

   ‘‘Ey yirmi dört boy Türk en büyük atan,

   Tek Tanrı’nın kulu Oğuz Han benim.

   Unutmuş olsam da geçmişi, bugün,

   Damarlarındaki soylu kan benim.’’

 

   Diye seslenen ve kalemiyle destanlaşan aynı zamanda da bir eğitimci olan şairimizin eserlerini Türk milliyetçileri açısından önemli buluyorum.

  • Cumartesi 26.1 ° / 9.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazar 28.9 ° / 10.4 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Pazartesi 25 ° / 9.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu