Yıllar öncesinden hatırlarım
Annem evde ne kadar kap kacak varsa, zaten basınçlı akmayan musluğumuzdan doldurur, bir kenarda sürekli tedarik bırakırdı. Zira suyun ne zaman kesileceği, geri ne zaman geleceği belli olmayan Kırıkkale´mizde bu tedarik evlerin değişmez görüntüsüydü?
***
Kırıkkale´yi mamur bir şehir haline getirme kaygısıyla hızlanan alt ve üst yapı çalışmaları sonucunda Kırıkkale´mizde artık su kesintileri bir sürpriz, hatta halkın ciddi tepkisini çekecek bir konu haline gelmiştir.
***
Nitekim Pazar günü yaşanan ve şehre su taşıyan ana su borusunun patlaması sebebiyle iki gün boyunca tüm şehrin susuz kalmasına yol açan olaya karşı gösterilen tepki aslında halkın susuzluğu, su kesintilerini ne kadar da unuttuğunun göstergesidir.
Halk, artık unuttuğu su kesintisini hem de iki gün boyunca yaşayınca adeta çıldırdı?
Nasıl çıldırmasın?
Su? Başka bir şeye benzemez ki!..
***
Tabi olayın iç yüzünü bilmeden, araştırmadan, konuyu sırf siyasi bir yıpratma kampanyası haline getiren kimi şahıslar ise özellikle sosyal medyada işin cılkını çıkardılar? (İlginç bir dipnot, bu siyasi bir yıpratma kampanyasını yapanların büyük çoğunluğu muhalif partilerden çok, bizzat iktidar partisi mensuplarıydı!)
?Ne boruymuş yaaa? İki günde bir boru tamir edilemez mi? Beceriksizler!!!? ve daha ötesi cümlelerle Kırıkkale Belediyesine yöneltilen eleştiriler, aslında böyle ilginç konulara çok da meraklı olan halkımızın bu kez meraksız davranmasından da kaynaklandı. Çünkü borunun patladığı yer tam da Kayseri Bulvarı ile Yahşihan Kavşağının kesişme noktasında, yani anayol kenarındaydı. ?Boru? eleştirilerini yöneltenler keşke gidip de ?ne menem bir boru? hadisesiyle karşı karşıya olduğumuzu görselerdi?
Her neyse, ?Bu onların işi, mazeret üretilmesin de iş yapılsın!? şeklinde gelen eleştiriler için de bazı rakamlar vereceğim:
Pazar sabaha karşı boru patlağının tespitiyle birlikte, erken saatlerde yer tespiti yapıldı ve yaklaşık 7 metre yerin dibine doğru iş makineleriyle kazı başladı. Yaklaşık 8 saat!
Neyse ki Başkan´ın talimatıyla, boru parçası ve gerekli malzemeler olay yerine getirilmişti ki, kazı bitip kırılmanın büyüklüğü tespit edilince bir de onun için vakit kaybedilmedi?
Pompalar kapatılıp borudaki suyun tahliye edilmesi için geçen süre, yaklaşık 8-9 saat!
160 cm çapındaki ?amma da boruymuşun? kırılan bölgelerden kesilip (kaynak yöntemiyle) getirilen parçanın bu bölüme monte edilmesi ve yeniden kaynak yapılması 12-14 saat!
İşin bitip vanaların açıldığı gün ve saat, Pazartesi 21.00!
Ve evlere gelmeye başladığı saat 04.00!
Yani 9 saatte boşalan boruların yeniden suyla dolabilmesi için (depolar hariç) geçen asgari süre 7 saat? (Bu iş çok daha fazla vakit alabilecekken normalde 5 pompa çalışan tesis 7 pompaya çıkartılmıştır!)
Buyurun size ?amma da boruymuş!?
Benzer bir hadise Ankara-İvedik´te yaşanıyor,
Ve 9 gün susuz kalıyor İvedik!..
Çünkü ellerinde o ?amma da boruymuş? yok ve sipariş filan derken tam 9 gün susuz kalmış halk!
***
Tüm bunları anlatırken tuzum kuru filan değildi emin olun?
Hani şu ?su depoları ve jeneratörleri olan 300-400 bin liralık, kirası bin liradan fazla, aidatı 300 lira olan o süper lüks-muhteşem-rezidanslarda? da yaşamıyorum!
Pazar sabah 10.00´dan Pazartesi´yi Salı´ya bağlayan gece 04.00´e kadar suya hasret kalan
Evinin karşısındaki sucunun normalde damacanasını 5 TL´ye sattığı suya ?yok çekip?, 10 TL´lik suyu teklif ettiği
Bu durum karşısında da evinde içmeye satın aldığı BİM´in Abant suyunun önce beşliklerinden, sonra da kalmayınca bir buçukluklarından satın alıp tuvaletinde bile bunu kullanmak zorunda kalan
İki günde neredeyse 50 TL su parası ödeyen (ki aylık su faturam 35 TL´dir) bir vatandaş olarak diyorum ki,
Bu bir imtihandı?
İki gün boyunca hiç kimsenin elinde olmayan sebeplerle susuz kaldık.
Susuz kalıp suyun kıymetini bir kez daha hatırladık.
Bu imtihanı vermesi gereken merci olan Kırıkkale Belediye Başkanı da, olay anından itibaren iki gün uyumayıp, vaktinin büyük çoğunluğunu da arızanın başında geçirip işleri hızlandırmaya çalışarak vermiştir.
Umursamayıp, ?Herkes kendi başının çaresine baksın. Elemanlar çalışıyor, arıza da ne zaman yapılırsa yapılsın? deyip, nispet edercesine romatizmalarını rahatlatmaya kaplıcaya filan kaçsaydı hiçbirimizin de ruhu duymazdı ve emin olun öyle bir durumda en ağır eleştiriler benden gelirdi.
Şu durumda,
Kuru muhalefeti bir kenara bırakıp Başkanı alkışlamak gerek?
Haaa, bir de hâlâ devam eden o ?yeni arızalar varmış? dedikodusunu da bırakın Allah aşkına! Yeni bir arıza, yeni bir patlak olsa ve iki üç gün daha susuz kalsak kına mı yakacaksınız? Yine biz perişan olacağız?
***
Allah kimseyi açlıkla, susuzlukla ve akılsızlıkla imtihan etmesin!
