Kerbela’ya içi yanmayandan Sünni mi olur?
Sivas’a kan ağlamayandan insan mı olur?
Maraş’ta, Çorum’da Alevi’yi Sünni’yi birbirine düşüren kâfire lanet etmeyen Müslüman mı olur?
***
Bugünlerde birileri hiç durmadan Sivas’ı, Çorum’u, Maraş’ı kaşımaya başladı.
Neden dersiniz?
1950`lerden 80`lere kadar yoğun bir şekilde uygulanan, ABD`nin Yeşil Kuşak Projesinin gereği olarak sağ-sol muhabbetiyle kardeş kardeşe kırdırıldı.
Bugün ise "Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır" sloganıyla ülkenin bölünmesi ve birliğinin bozulması oyunu karşısında birlikte hareket eden sağ ve sol kesim liboş, dönme, muhafazakâr-demokrat (ki bunların bil cümlesi ABD-İsrail-Batı ekseninde fikir üretirler) çevrelerce yadırganıyor...
Her türlü oyunu bozacak olan bu birlikteliğe zarar verecek her türlü marjinal yaklaşımdan uzak durmak hem sağ hem de sol kesimin birinci vazifesidir...
Amacı üzüm yemek olmayanlara bir sözüm yok!..
Karar verin: Bölünmeden mi, birlik ve beraberlikten mi yanasınız?
Özellikle bu ülkenin her bir karışında kanı ve teri olan sağcı-solcu; Alevi-Sünni; Kürt ya da herhangi başka bir etnik kökenden ya da yüzyıllardır birlikte yaşadığımız gayrimüslim unsurlardan tüm dostlar, Atatürk ne demişti: "Türkiye`de yaşayan halka Türk Milleti denir." Ve gücümüzün kaynağı olarak da "damarlarımızda akan asil kanı göstermişti."
Öyleyse geçmişte yaşanılan her türlü olumsuzluklar bir kenara bırakılsın ve damarlarımızda akan kan harekete geçsin.
Zira o kan, hangi dine, hangi mezhebe, hangi etnik kökene, hangi renge ait olursa olsun, TÜRK MİLLETİNİN yani hepimizin ve TÜRK VATANININ, yani hepimizin yaşadığı bu toprakların birliği ve dirliği için akacaktır.
İşte o zaman o söz gerçek manasını bulacaktır:
"NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!"
