HABİLHAN PEHLİVANLI


Baba adamdı vesselam...


Türk siyasetine damga vuran o meşhur neslin son temsilcisi de ebedi âleme göçtü.

Doğruları yanlışları, hataları günahları, iyilikleri güzellikleri artık terazilerin en kusursuzu ?Mizan´ül Hak´ta?, mahkemelerin en adili ?Mahkeme-i Kübra´da? tartılıp yerini bulacak...

Lakin şu bir gerçek ki,

Bir insana bu fani dünyada birçok kesim tarafından kolay kolay ?Baba? denilerek hitap edilmez!

?Kurtar bizi babaaa...? sloganlarının meydanları inlettiği günleri hatırlarsınız sanırım!..

Dini yönü, siyasi çizgisi, dünyaya bakışı açıkçası şu andan sonra artık çok da önem arz etmiyor. Yukarıda da ifade ettiğim gibi onların tartılıp ölçüleceği yer belli!..

Fakat Süleyman Demirel denilince aklıma gelen ilk şey ?tahammülkârlığıdır?!!!

Zira

Basında en ağır eleştiriler ve hakaretler karşısında ?Yürümekle yollar aşınmaz...?

En hakaretamiz, birçok hayvana benzetilerek çizilen onca karikatür karşısında ?Meyve veren ağacı taşlarlar. Demek ki artık meyve vermeye başlamışız...? diyerek ve gülümseyerek herkesi, her kesimi büyük bir olgunlukla kucaklayan merhum Demirel, her şeyden öte bu yönüyle her siyasetçiye örnek olması gereken bir siyasetçidir.

***

Kırıkkale´ye bir gelişinde Silah Müzesini ziyaret etmişti. Ben de o yıllarda henüz bir lise öğrencisi olarak Kırıkkale´de yayın yapan Denge TV´de haber kameramanı ve muhabiri olarak çalışıyordum.

Tüm medyanın aynı anda görüntü almaya çalıştığı bir anda Show TV´nin ?izbandut? gibi bir kameramanı beni dirseğiyle itip önüme geçince ben can havliyle tepki gösterdim. O anda durumu fark eden Kırıkkale´nin gazetecileri ve televizyoncuları bir anda merhum Demirel´i çekmeyi bırakıp tüm kameraları ve fotoğraf makinelerini benim olduğum yöne doğrultunca Demirel birden konuşmasını kesti ve Show TV kameramanına dönüp, ?Evladım, o kardeşini ön tarafa al bakayım? dedi. Tabi az önce beni ?dirsekleyen? kameraman beni ön tarafa, hatta ipten bariyerin içine alıverdi...

Biliyor musunuz?

O gün benim gibi gayrı-resmi olarak bu işi yapan 16-17 yaşında bir genç bile merhuma o kadar yaklaşabiliyor, hatta bu konuda bizzat kendi yardımına mazhar olabiliyordu. Yani öyle ?akreditasyon? falan yoktu anlayacağınız!..

Tek hassasiyeti vardı: Şapkası... ?Şapkasına dokunmayın, canını alın!?

Fakat o bağrından çıktığı Türk Milletini iyi tanıyor, kendisine ?Baba? diyenlerin, bırakın zarar vermeyi bağırlarına basacakların çok iyi biliyordu.

?Şapkasına dokunmamak? şartıyla herkesle çok yakından iletişim kuran, kurmayı seven bir siyasetçiydi merhum...

Baba adamdı vesselam...

  • Perşembe 21.8 ° / 3.4 ° Güneşli
  • Cuma 19.5 ° / 7.9 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 22 ° / 7.5 ° Güneşli