TÜİK tarafından yapılan en son istatistiklere göre yaklaşık 450 bin Kırıkkalelinin Kırıkkale dışında yaşadığı gerçeği, sanırım en çok bayramlarda ispat edilebilecek bir gerçektir.
1995-2006 yılları arasında ben de üniversite eğitimim dolayısıyla İstanbul?da; göreve başlamam dolayısıyla Konya-Ereğli?de ve askerlik dolayısıyla da İzmir ve Erdek?te yaşadığım süreçte ne zaman Kırıkkale?ye gelsem özellikle bayramda çok farklı bir hava teneffüs ederdim Kırıkkale?de.
Eş, dost, akraba, arkadaş ortamı derken bu tatiller hiç bitmesin isterdim.
Hele bir de Kırıkkale?nin Ramazanları yok mu?..
İster inanın ister inanmayın ama Ramazan ayını Kırıkkale kadar canlı ve bir bütün olarak yaşayan ikinci bir şehir yoktur Türkiye?de.
İstanbul?da ve Ankara?da birkaç merkez ve tarihi cami etrafında sürdürülmeye çalışılan gelenekleri saymazsak, Ramazan ayında Kırıkkale kadar farklı bir canlılık kazanan ikinci bir şehir görmedim.
11 ay boyunca akşam saat 8-9 olunca ölen şehir 24 saat yaşamaya başlar Ramazan?da?
Geceler gündüzlere karışır, ister yaz ister kış mevsimi olsun?
Ramazan?dan başka bir de bayramlarda, daha doğrusu bayram arifelerinde canlıdır Kırıkkale?
Alışveriş olsun ya da olmasın, gece geç vakitlere kadar açık kalan mağazalar, mağazaları dolduran insanlar, mağaza dışlarında kurulan tezgâhlar ve iki üç gün boyunca tezgâhlarının başında kar kış, yağmur çamur, güneş sıcak demeden üç kuruş ekmek parası, kurban parası peşinde koşan insanımız yıllardır süren bir geleneğin yılmaz temsilcileridir.
Sahil şehirlerinin 5-10 bin nüfuslusu bile nasıl ki yaz aylarında üç yüz beş yüz bin nüfusa ulaşıyorsa bayramlarda da Kırıkkale?nin nüfusu en az ikiye katlanır. Caddeler insan seline dönüşür; farklı şehirlerin plakalarını taşıyan (ama birçoğunun son rakamı mutlaka 71 olan) araçlarla dolar taşar?
Ve tabi ki zaten bir keşmekeş olan park sorunu da had safhaya ulaşır!..
Zafer Caddesi başta olmak üzere birçok sokakta ve caddede aracınızı park edecek yer bulamazsınız. Kendi evinizin önü de dahil olmak üzere!!!
Ama olsun?
Hem yılda bir iki kez memleket hasreti gidermek için gelen insanımızın curcunası hem de şehrimize gelen her farklı bireyin bir şeyler katması için yılda iki bayram bekliyoruz.
Ne yapalım, o kadarcık çileye de katlanırız?
