Hafta sonu Taksim?deki mitingde toplanan on binlerce faşist(!) ırkçı, şovenist sloganlar atarken en çok da ?Bir gece ansızın gelebiliriz? sloganı birilerini bayağı rahatsız etmiş.
Ben bizim çok kıymetli(!) basın kuruluşlarımızın yalancısıyım.
Onlar öyle diyorlar.
***
Diyorlar da, merak ettiğim bu cümle kime, hangi tür bir kesici delici alet etkisi yapmış onu anlayamıyorum.
***
1920 yılında imzalanan Misak-ı Millî?yi o günkü İtilaf Devletleri de resmen kabul etmiştir.
İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Rusya ve tabi perde arkasında ABD!
Peki, Misak-ı Millî sınırları nereleri kapsıyor?
Yani gerekli şartlar yerine getirilmediği taktirde Türkiye Cumhuriyeti?nin garantörlüğü altına girecek olan ve hatta üzerinde hakimiyet iddia edebileceği yerler nereler?
Merak eden açıp internetten haritayı inceleyebilir.
De, ben şöyle birkaç ipucu vereyim:
Batum, Batı Trakya, Musul, Kerkük, Süleymaniye, Erbil, Telafer?
Ne ilginç değil mi, Batum hariç, hepsi de yıllardır kanayan yaralarımız olan öz be öz Türklerin yaşadığı şehirler!
***
?Bir gece ansızın gelebiliriz? sözü bu millî yeminin gereğidir aslında!
Birilerinin sonradan uydurduğu faşist söylemler değil, bizzat devlet politikasıdır aslında!
Lakin unutturulan birçok değer gibi, bu da marjinal bir fikirmiş gibi kazındı beyinlerimize yıllarca.
ABD, ta okyanus ötesinden gelip Ortadoğu?yu, Afrika?yı kendi kafasına göre düzenleme hakkını kendinde görüp adını da Büyük Ortadoğu projesi koyabilirken, biz Atatürk?ün, Enver Paşa?nın, Gaspıralı İsmail?in kemiklerini sızlatırcasına ?Dış Türkler? konusunu faşist siyasî bir eylem ve söylem olarak kazıdık milletin beyinlerine?
Bizzat Atatürk?ün en yakın arkadaşı İsmet İnönü ile başladı ihanet!
1940?ta ?Türk Birliği? fikrini savunanlar tabutluklarda işkence görüp ?Turancılık? davasıyla yargılandılar.
Ne garip Ya Rab!
Türk?ün yüce saydığı tüm değerler basit siyasî metalarmışçasına davalara konu olabiliyor!!!
***
İşin garibi ise, Türk Birliği, Turancılık gibi fikirlere karşı çıkanların dayanak noktası ise Atatürk?ün, ?Yurtta sulh cihanda sulh? sözü?
İyi de Atatürk, ?Yurtta sus, cihanda sus? dememiş ki, ?sulh? demiş?
Eğer Atatürk?ün karakteri buna müsaade etseydi, Kurtuluş Savaşı?nın başkahramanı değil, ABD Mandasının Türk Valisi olurdu!
