En baştan şunu ifade etmeliyim ki bölgecilik denilen illetin Kırıkkale'yi getirdiği nokta işte şu anki halimiz!
Eğer Kırıkkale'de bölgecilik değil de liyakat esas alınmış olsa bunca yıldır yaşadığımız sorunlar ve içinde bulunduğumuz Kırıkkale profilinin çok dışında bir şehirde yaşardık!
***
Ama madem böyle bir hastalığın pençesindeyiz, öyleyse bugünkü manzarayı da şöyle bir değerlendirmek gerekiyor...
***
Barajı aşabilme potansiyeline sahip üç partideki adayları şöyle bir göz önüne aldığımızda
AKP 1 Ahılı, 1 Aşağımahmutlarlı, 1 Keskinli adayla;
CHP 2 Keskinli, 1 Kırşehirli adayla;
MHP 2 Keskinli, 1 Sulakyurtlu adayla seçime giriyor...
***
Bu tabloya göre AKP'deki Keskinli adayın üçüncü sırada, CHP'deki Keskinli adayın da ikinci sırada olması yalnızca bölgeselliğe göre oy veren seçmenin kararını doğrudan (olumsuz yönde) etkiler.
Öte yandan MHP'nin birinci ve üçüncü sıra adaylarının her ikisinin de Keskinli olması aynı şekilde ama bu sefer MHP lehine bir etkiye yol açar.
Her ne kadar CHP ikinci sıra adayı olan Ziya Kavlak'ın doğrudan bu yönde bir çalışması göze çarpmasa da AKP üçüncü sıra adayı olan Abdullah Öztürk'ün yoğunlaştırılmış bir Keskin programı uyguluyor olmasını bu sebebe bağlayabiliriz.
Ancak (Özellikle Keskin Bölge oyları hesaba katılarak) MHP'de eski İl Başkanı Seyit Ahmet Göçer'in ve (her ne kadar kendisini tanıyan çok olmasa da babası Hayati Karayol'dan dolayı) Merih Karayol'un Keskin oyları üzerindeki etkisinin çok daha fazla olması kuvvetle muhtemeldir. Zira MHP'de ciddi bir hata yapılmazsa Matematiksel olarak bile Keskin oylarının MHP'de toplanması gerekir.
Öyle ya,
2
1'den büyüktür!
***
Bu seçimde dikkat çeken bir nokta da AKP`nin birinci sıra adayının Ahılı köyünden olmasının yanı sıra Kemal Albayrak'ın da AKP'den aday adayı olması ama (onca siyasi gücüne rağmen) adaylık sürecinde esamesinin bile okunmaması bu iki siyasetçi üzerinden oy vereceği partiyi belirlemeye çalışanlar arasında da kafa karışıklığına yol açması muhtemel görünüyor.
(Devamı Yarın)
