Hani “gücü gücü yetene” diye bir tabir var ya
Bizim memlekette bu tabirin tam olarak “uygulandığı” iki kurum vardır:
Biri Millî Eğitim…
Diğeri de Sağlık…
Özellikle son 10 yıldır öğretmenlerin ne kadar aşağılandığını,
İtibarlarının ne kadar ayaklar altına alındığını anlata anlata bitiremedik.
Uğranılan şiddeti anlatmaktansa yaşayanlarla birebir görüşmenizi tavsiye ederim.
***
Şiddet denilince akla gelen diğer bir meslek grubu da doktorlardır.
Psikolojik olarak -belki de- en zayıf oldukları anda muhatap oldukları doktorlara karşı kimi hastaların ve hasta yakınlarının, kendi hayatlarını kurtarmak için mücadele veren bu cefakâr insanlara karşı reva gördükleri şiddete bir anlam veremem!
(Mesleğini, ettiği yemini hiçe sayarak hastalarına ve yakınlarına -çok af edersiniz- köpek muamelesi yapanları kastetmiyorum tabi ki!!!)
***
Geçtiğimiz haftalarda Keskin Devlet Hastanesinde yaşanan bir olay ve olayın tarafları tam da bu türden bir hikâye…
“Gücü gücü yetene” tabirini bir bayan doktora karşı kullanan “muhtarın” kalitesini ve şehrimize hizmet etmek üzere burada bulunan o bayan doktora karşı takındığı tavır da “muhtar efendinin delikanlılığını(!)” ispatlıyor olsa gerek!..
Hikâyemizin başkahramanı(!) olan “Muhtar Efendi”, bir yakınının (muhtemelen eşi) tedavisi için geldiği Keskin Devlet Hastanesinde konumuzu ilgilendirmeyen bir sebeple doktora ve diğer sağlık çalışanlarına saldırır. Durumu gören ve konuyla hiç de alakası olmayan, tamamen tesadüfen o koridordan geçen Bayan Çocuk Doktorumuz ise olaya müdahil olur. Daha doğrusu ayırmaya çalışır.
Sen misin ayırmaya çalışan!...
Tabi “kooooooossssssskoocaaaaaaa muhtar”
Erkekliğe “çikolata” sürdürecek hali yok ya!
Eline geçirdiği ne varsa bizim doktor hanımın kafasına geçirir!
“Eeeeeee… Serde erkelik var(!)” ya hani!
***
Sonuç: Eh, Muhtar Efendi, doktor hanım nasıl olsa iyileşecek… İyileşti de zaten…
Ya sen?
Hangi gerekçeyle ya da “aldığın hangi güçle” yaptığını bilmesek de,
Bu davranışınla “delikanlılık” hanene kaç bonus ekledin?
Keskin ve Kırıkkale hakkında ömrünün sonuna kadar unutmayacağı o kötü anıyı kafasına kazıdığın doktor hanım, bu saatten sonra gittiği her yerde Keskin ve Kırıkkale hakkında anlatacağı cümlelere “Oralıların hepsi de şöyle böyle” dediğinde kulakların çınlar mı acep?
Keskin ve Kırıkkale’nin tanıtıma yapmış olduğun bu “katkıdan” dolayı eminim bir yerlerden ödül de alırsın(!)
Tebrikler muhtar efendi(!!!)
