Kültür yozlaşmasıyla beraber ne yazık ki birçok değerimizin üzerine sünger çekilip bu değerlerin temelleri üzerinden yeni değersizlikler türetilmeye çalışıldı ve başarıldı. Bununla beraber Ankara havalarının tabiri uygunsa içine edildi. Aynı ritimler üzerine saçma sapan seks çağrışımlı farklı sözler eklenerek Ankara havası izlenimi yaratıldı. Buna alet olanlar maalesef yine kendi insanımız oldu.
Figürleriyle yiğitliği mertliği simgeleyen Seğmen Zeybeği, Ankara Zeybeği, Mendil Zeybeği, Karaşar Zeybeği, Yağcıoğlu Zeybeği gibi oyunların her birisi hareketleriyle, melodisiyle, sözleriyle izleyenlerin benliğini sarıp ve yıllar öncesinin Ankara’sına alıp götüren oyunlarımız can çekişmekte.
İçinde kaşık; kıvırma, sallama, köçek bulunmayan, bellerinde pala, seğmenler tarafından oynanan içerisinde efelik, erkeklik barındıran yiğit oyunlardır zeybek oyunları. 27 Aralık 1919`da Ulu Önder Mustafa Kemal’in Kurtuluş Savaşı`nı yönetmek için Ankara`ya geldiğinde diz kırmadan içindeki iç çamaşırları görülen Rus sarışınlarının zil sesleri ile karşıladığını hayal edin bir. Ankara havası Ankara oyunları diye yutturulan ve Sincan’dan beslenip piyasaya sürülen ‘hoplayıver çekirge’ ve türevlerinin Ankara ve çevresi müzik kültürünü ne kadar etkilediğini fark edersiniz.
Diğer düz oyunlarımız yok muydu, vardı elbette: Ankara ve tüm çevre illerimiz tarafından sahiplenilip çalınıp oynanan Misket, Hüdayda, Şeker Oğlan, Yıldız, Mor Koyun, gibi erkek oyunları Allılar gibi kadın oyunları ya da Pazarda Kına ‘Elmadağ’ gibi dar bölgelere ait çok sayıda düğün kına gibi eğlencelerde oynanan oyunlarımız, diz çökmüş durumdalar.
Kadınlarımızı eğlendiren ve:
‘‘Allılar hava havalanıyor
Allılar hava bulutlanıyor
Allılar benim sevdiğim oğlan
Allılar yeni bıyıklanıyor
Allılar hop allılar allılar…’’ gibi benzer sözleriyle kadınlarımızı eğlendiren oyun ve eğlence havalarının yerini:
‘‘Hop benim adım elvan dalton
Ben gezerim balkon balkon
Gelirde koynuna girerim aman
Kobrayı dolarım boynuna
Açın gızlar arayı
Salıyom kobrayı…’’ gibi benzer sözlerle müzik yapıp genellikle etnik bir grubun yönetimindeki pavyon ve pavyon tipi eğlence yerlerindeki fuhuşu destekleyen programlar hem müzik hem eğlence hem de ahlak kültürümüzü yok etmiştir. Diğer taraftan: Yuva dağıtmıştır, Ali amcaya tarlasını sattırmıştır, Ahmet beye dairelerini…
Ankara havası diye mana aranmadan yazılan ve saz, darbuka ikilisiyle melodilendirilip piyasaya sürülenlerin:
‘‘Güvercinim uyur mu?
Çağırsam uyanır mı?
Misket orda ben burda
Buna can dayanır mı? …’’ diyen sanatçı yerine
‘‘o gün de geziyordum Kızılay’da
şöhret edecek kız arıyordum
uçtu eteği ortaya çıktı
yeteneği meteneği
gel kız seni şöhret yapayım
ama önce tadına bakayım
şu hapları yut bakayım…’’ diyen ve isminin başına Ankaralı eklenen sözde sanatçılar ve böyle felsefesiz edepsiz sözlerle insanların eğlenmesini sağlayan havalar birilerinin ticari sözleridir, ticari sesidir, ticari oyunlarıdır. Kısaca Bozkırı sarsan zil sesidir.
Halaylarımız mı? Davulun tokmağı kırılmak üzere... Çare: Ankaralıda, Çankırılıda, Yozgatlıda Çorumluda, Kırşehirlide, Kırıkkalelide. Çare Türk’te…