Tarihin tekerrürden ibaret olduğunu düşünenler tarihten ders almayanlardır.
Geçen yıl bu zamanlar yazdığım bir yazı gözüme takıldı dün.
Ve içim biraz daha acıdı;
Değişen bir şeyin olmamasından dolayı?
Hem o yazıyı sizlere yeniden hatırlatmak hem de sesi soluğu çıkmayan, anlı şanlı STK?larımıza teessüflerimi bildirmek amacıyla;
?Hâlâ neye susuyoruz?
Niçin sesimizi çıkarmıyoruz, anlamış değilim!
Daha ne olmasını bekliyoruz?
Daha kimin neyi ima etmesini, ilan etmesini bekliyoruz?
***
Olmadık sebeplerle davalar açan savcılarımız devlete kafa tutan, ahkâm kesen bu bölücü bozmalarına daha ne kadar ve niçin tahammül etmeyi düşünüyorlar acaba?
Her geçen gün yeni taviz istekleriyle karşımıza çıkanları daha ne kadar konuşturacaklar?
Anayasanın ilk dört maddesinin her fırsatta ihlal edildiği ülkemizde, birilerine karşı uygulanan bu tutumu ?tavizkâr? olarak nitelemek çok mu yanlış olur?
***
Söyledikleri her sözün?
Ettikleri her küfrün?
Her kafa tutuşun
Her ahkâm kesişin
Güneydoğu Anadolu?yu her geçen gün biraz daha Türkiye?den uzaklaştırışın tek karşılığı susmak mıdır?
Türk?ün öz karakter yapısı olan ve Peygamberimizin Hadis-i Şerif?inde ifadesini bulan, ?Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır? düsturunu ne zaman bir kenara attık da Türk?e asla uymayan ?Her doğru her yerde söylenmez?i alıverdik?
***
Adamlar her bahaneyi fırsata çevirmeye çalışırken susmanın, tepkisiz kalmanın zamanı mıdır Allah aşkına?
Biz sustukça bir şeyleri kabullendiğimizi sanıyorlar artık!
Hani haksız da sayılmazlar(!)
Sükût ikrardan gelir, öyle ya!!!?
