Bir şehre hizmet vermiş, o şehrin esenliği için çalışmış kişilerin isimleri, o kişiler görevlerini bıraktıktan sonra; görev başında veya görevi bıraktıktan sonra vefat ettiği zaman şehirdeki belli yerlere verilir, halkın hafızalarından o isimlerin silinmemesi sağlanır.
Bu bir kural ya da kanun değildir. Ama yazılı olmayan kimi kanunlar ve kurallar gibi ?teamül? ya da ?usul? gereğidir.
Hepsinden de öte bu bir vefa borcudur.
Çünkü insan hafızası çok çabuk unutmaya meyillidir ve unutulmaları engellemek için en azından isimle yaşatmak gerekir.
***
Şehrimiz bu anlamda oldukça vefakârdır aslında.
Şehirde kaymakamlık, belediye başkanlığı, milletvekilliği yapmış, şehrin sosyal hayatında öneme sahip birçok kişinin ve şehitlerimizin isimleri bugün cadde ya da parklarda yaşamaktadır.
Hatta bağış yaparak okullara annesinin, babasının, çocuğunun ve hatta babaannesinin ismini vererek farklı bir ?isim yaşatma? yöntemi uygulayan şehrimizin dünyaca ünlü işadamı Saadettin Saran da hem çok hayırlı bir işe vesile olmakta hem de aile bireylerinin isimlerini yaşatmaktadır.
Elbette daha birçok isim var Kırıkkale ile özdeşleşmiş?
Ve açıkçası bu isimlerin de halkın gözü önünde bir yerlerde yaşatılmaları gerekir.
***
Kimilerinin, yaptıkları onca çalışmaya rağmen, mütevazılık yaparak isimlerini belirtmek istememeleri ayrı bir feraset örneğidir.
İşte böyle zamanlarda da olayın yalnızca insani boyutu ya da vefa yönü düşünülerek bu kişilerin isimleri (yaptıkları işle ilgili bir yerlerde) yaşatılmalıdır.
***
İsim yaşatma geleneğinin en güzel örneklerini şehit isimlerinin verildiği sokak ya da caddelerde görebiliriz. Şehidin en son ikamet ettiği sokak ya da caddeye ismi verilerek ufacık da olsa vefa örneği gösterilmiş olmaktadır.
Bu geleneğin bazı meslek grupları için de yapılıyor olması yine güzel bir vefa örneğidir. Zira şehrimizin kıymetli eğitimcilerinden genç yaşta kaybettiğimiz Alişen İğde?nin, en son görev yaptığı liseye ismini verilmesi de bunun güzel bir örneğidir.
Bu noktada aklıma, geçtiğimiz yıl çok genç yaşta elim bir trafik kazasında kaybettiğimiz Dr. Bünyamin Ayıkol geldi bir anda.
Şehrimizin yetiştirdiği değerli doktorlardan, bir süre de İl Sağlık Müdürlüğü görevinde bulunmuş olan merhum Dr. Bünyamin Ayıkol?un isminin yeni inşa edilmekte olan hastanelerimizden birisine ya da en azından bir bölümüne verilmesi güzel bir vefa örneği olabilir.
Tam da ülkesi ve milletine en verimli olacağı çağda hayatını kaybeden bu genç doktorumuz, ismiyle yaşayacağı bir hastaneden ya da hastane biriminde, yeni nesillere ve yeni yetişen genç doktorlara, bayrağın dalgalandığı her bir karış vatan toprağında hizmet verebilmek uğruna canını bile veren genç bir meslektaşları olarak örnek olabilme şansını da elde edecektir bu yolla.
***
Hepsi bir yana, gerek şehrimizin gerekse ülkemizde, bu tür değerleri yaşatılması konusunda daha da hevesli olunması gerekmez mi?
