MEHMET ALTUNDAĞ / Denizciliğin Oscar?ı ?Altın Çıpa? ve Recep Canpolat

Geçtiğimiz hafta sonu hemşerimiz Recep Capolat?ın davetlisi olarak İstanbul?a gittik. Gazeteci arkadaşlardan Ercihan Çakmak, Adem Yılmaz ve İsmail Çakmak ile beraber.

O gün akşam (11-11-2011 Cuma günü) T.T. Arena?da oynanan Türkiye-Hırvatistan milli maçını seyretme fırsatı yakaladık.

Sağ olsun biletlerimizi TFF yönetim kurulu üyesi Ergün Tekin aracılığıyla Adem Yılmaz ayarladı. Kendilerine buradan teşekkür ediyorum. Canlı olarak seyrettiğim ilk milli maç olduğunu hemen belirtmeliyim.

Arena Gerçekten görülmeye değer bir stat olmuş. Biz yaklaşık bir saat önce geldik Arena?ya. Çok az seyirci vardı. Ben şahsen dev stadın dolmayacağını düşünmüştüm ama yanıldım. Başlama düdüğü çalındığında stadın tamamına yakın doldu.

Aslında Futbol Federasyonu kadınların ve çocukların maçlara ücretsiz girmelerini öngören kararının ne kadar yerinde bir karar olduğunu söyleyebilirim. Milli maçta bayan ve çocuk seyirci sayısı çok fazla olduğunu ve seyircilerin taşkınlık yapmadan, küfür etmeden maç seyrettiklerine tanık olduk. Özellikle kadınların statta olmaları yeni bir ?seyretme kültürü? oluşturmaya yönelik bir adım olarak düşünüldüğünü zannediyorum.

Gelelim esas meseleye, yani maça. Arena muhteşem? Seyirci muhteşem? Hava futbol oynamaya müsait. Ama muhteşem olmayan tek şey milli takımdı. Aslına futboldan fazla anlamam. Geçmişte Kırıkkale spor maçlarına sık sık giderdim. Çirkin tezahürat yüzünden yıllardır maça gitmiyordum.

Yıllar sonra ilk gittiğim ilk maç ta ise tam bir hayal kırıklığı yaşadım. Maç başlar başlamaz gölü kalemizde gördük. Golde kaleci Volkanın affedilmez hatası vardı. Milli takım kelimenin tam anlamıyla berbattı. Rakip kaleye doğru dürüst şut atamadık. Sabri hariç diğerleri adeta sahada yoklardı.

Emre?nin işi bitmiş, Arda tükenmiş, milli ruhsuz bir milli takım vardı sahada. Derken ikinci gol geldi kalemize. Yine kaleci Volkanın hatası büyüktü. İkinci golle beraber umutlarımızda bitti. Zaten gol atma kabiliyetini kaybetmiş bir milli takım vardı karşımızda.

Netice malum?

Zagrep?te ise farklı bir takım gördük. Fosillere yer verilmemiş? Yeni isimleri buradan alkışlıyorum. Çok güzel mücadele ettiler. Keşke Zagrep?teki kadroya İstanbul?da da Hiddink giderayak fırsat vermiş olaydı, bu gün farklı yerlerde olabilirdik ama olmadı.

Umutlarımızı bir başka bahara erteledik.

Yazımın girişinde belirttiğim gibi İstanbul?a gidiş nedenimiz sadece maç değildi. Değerli hemşerimiz sayın Recep Canpolat?ın geleneksel hale getirdiği, bu yıl seçim dolaysıyla gecikmeli olarak altıncısını düzenlediği denizciliğin ?OSCARI? diye adlandırılan uluslararası ?ALTIN ÇIPA? ödül törenine katılmaktı.

Ben ?ALTIN ÇIPA? ödül törenini ikinci defa katılıyorum.

Dört dörtlük bir organizasyon.

Törene Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme bakanı sayın Binali Yıldırım?ın yanı sıra yerli ve yabancı armatörler, gemi imalatçıları ve ulusal ve yerel gazeteciler katıldı.

Tören öncesi katıldığımız boğaz turu harikaydı. Hayranlıkla seyrettik İstanbul?u. İstanbul?u Napolyon şu cümle ile anlatmış ?Eğer dünya tekbir ülkeden ibaret olsaydı, başkenti İstanbul olurdu? demiş.

Hep karadan denizi seyretmiştim. İkinci defa denizden İstanbul?u seyretmenin tadına doyamadım. Yolu düşen herkese tavsiye ederim.

TOPKAPI MÜZESİNİ GEZE GEZE BİTİREMEDİK

Boğaz turundun sonra Topkapı sarayını gezme fırsatımız oldu. Saraya girdiğinizde gördükleriniz karşısında adeta büyüleniyorsunuz.

Haremlikte günde 5000 yoksula yemek veriliyormuş. 1000 aşçı, 100 hadım edilmiş garson görev yapıyormuş. (hadımlar Hint kökenlilerdenmiş)

Kutsal emanetlerden Hz. Peygamberin kılıcı ve yayını, Hz. Ali?nin, Hz. Ebubekir?in, Hz. Ömer?in, Hz. Osman?ın, Ünlü komutun Cafer Bin Tayyar?ın kılıçlarını doya doya seyrettik.

Neler yok ki müzede, Kaşıkşı Elmasından, Hz. Musa?nın o ünlü asasına, Hz. Muhammed?in Hırkayı şerif ve sakalı şerifine, Hz. Hüseyin?in hırkası ve Kerbela?da katledilişi sırasında giydiği kanlı yelek?

Dünyada eşi benzeri olmayan orijinal el yazması Kuran-ı kerimler?

Saymakla bitiremeyeceğimiz daha yüzlerce eserler?

Birde Topkapı Sarayından boğazı seyretmek, Haliç?i seyretmek?

Osmanlı Padişahları çok zevkli insanlarmış vesselam.

İlk yolum düştüğünde tekrar gideceğim Topkapı sarayına.

GELELİM ALTIN ÇIPA ÖDÜLLERİNE

O gün akşam Sheraton?da hemşerimiz Recep Canpolat?ın altıncısını düzenlediği ?ALTIN ÇIPA? ödül törenine katıldık.

Denizciliğin ?OSKARI? olarak adlandırılan altıncı ALTIN ÇIPA ödül töreninde açılış konuşmasını yapan Recep Canpolat; ?Bir Türk atasözü olan, başarı ödüllendirilmeli anlamı taşıyan ?iltifat marifete tabidir? sözü ile başladığımız bu yolda dünya denizciliğini bir araya getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. İçinden deniz geçen dünyanın alternatifsiz tek suyolu olan Türk boğazlarının yanı başında düzenlediğimiz ALTIN ÇIPA başarı ödülleri töreni birçok ilklere imza attı. 125 ülkenin denizcilik idaresi üst düzey yöneticilerini ülkemize getirerek, Türk denizcileri ile buluşturduk.? diyerek ne kadar önemli bir iş yaptıklarını anlattı.

Recep Canpolat?la yaptığımız özel sohbette ise ilk yıllar ödül törenimize biraz soğuk bakıldı. Şimdi ise özellikle yabancı ülkelerden bizi Altın Çıpa ödül törenine neden çağırmıyorsunuz diyenler çoğalmaya başladı. Türk denizciliğini dünyaya tanıtmak için kulis faaliyetlerimizin yanı sıra, Türk denizcilik sektöründe faaliyet gösteren firmalarımıza başarı ödülleri ile teşvik ediyoruz. Bu yıl başarılı olan 19 firmaya ALTIN ÇIPA ödülü verdik diye konuştu.

Törende son konuşmayı programı dolaysıyla geç gelen bakan Binali Yıldırım yaptı. Yıldırım; ALTIN ÇIPA denizcilik başarı ödülünü düzenleyen Recep Canpolat?a ve ödül alan firmalara teşekkür etti. 9 yıldır yaptığı bakanlığın denizcilikle ilgili hizmetlerini anlattı.

Yılın siyasetçisi ödünü armatör Şadan Kalkavan alan Bakan Yıldırım aldığım en güzel ödüllerden biri diyerek törene gösterdiği önemi vurgulamış oldu.