Hemen hemen her Cuma namazı hutbesinde ve şehit törenlerinde edilen bir dua var.
?Ya Rabbi! Ülkemizi her türlü terör belasından koru. Düşmanlarımızı kahreyle??
Önemli ve kapsamlı bir dua?
Ancak 35 yıldan beri edilen ve milyonlarca Müslümanın hep birlikte camilerde ?Âmin? dediği bu dua pek de kabul edilmiş gibi görünmüyor.
Yani terör bitmiyor.
Düşmanlar kahrolmuyor.
Yahudi ve Hristiyan Müslümanı öldürüyor.
Müslüman Müslümanı öldürüyor.
Peki, Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) bu tür olaylar karşısında nasıl davranmış? Ne türlü tedbirler almış? Sadece dua mı etmiş?
Çarpıcı örneklerden biri Hicret.
Diğeri ise Medine´de toplumsal barışın sağlanması.
Mekkeli müşrikler tarafından öldürülme kararı alındığında Peygamberimize hicret emri gelince neler yaptığına bir bakalım.
Önce yol arkadaşı Hz. Ebubekir´e hazırlanmasını söylüyor ve yalnız yola çıkmıyor.
Daha sonra yatağına Hz. Ali´yi yatırıyor, müşriklere evde olduğu izlenimini veriyor.
Devamında ise insanın uyku konusunda en zayıf olduğu yani gecenin sabaha yakın vaktinde evden ayrılıyor.
Ardından Medine yolunun tam ters yönünde yola çıkıp Mekkeli müşrikleri yanıltıyor.
Sevr Mağarasında 3 gün saklanıp müşriklerin onu bulma ve öldürme ümitlerini kırıyor.
Gündüz gizlenip gece yol alıyor. Gecenin karanlığından faydalanıyor.
Allah´a (cc) tam bir teslimiyetle birlikte tüm bu tedbirleri alarak yola çıkıyor. Sonunda bu tehlikeli ve zorlu yolculuktan sonra Medine´ye sağ salim ulaşıyor.
Peygamberimiz Medine´de de toplumsal barışı sağlamak için birtakım çalışmalar yapıyor.
Öncelikle Mekkeli Müslümanlarla Medineli Müslümanları kardeş ilan edip; ekonomik, sosyal ve dini dayanışmayı sağlıyor.
Yeni Müslüman olan Evs ve Hazrec kabilelerini barıştırarak yıllardır süren anlaşmazlık ve düşmanlığı sona erdiriyor.
Bir başka çalışması da Medine´de yaşayan 3 Yahudi kabilesi ile görüşmeler yapıp; içeriğinde güvenlik, eşitlik, adalet, inanç ve ibadet özgürlüğü olan ve hep birlikte yaşama imkânı sağlayan Medine Sözleşmesini hayata geçiriyor.
En önemlisi de her şeyi kendisi en iyi bildiği halde ashabına danışıyor, onların görüşlerine değer veriyor, gerektiğinde uyguluyor.
Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz.
Kısaca söylemek gerekirse Peygamberimizin hayatındaki bu tür uygulamalara baktığımızda öne çıkanlar:
Teslimiyetle yapılmış samimi bir dua ile birlikte, danışma sonrası ortak akıl ve akılcı çözümler.
Yalnızca dua değil?
