PROF.DR.TÜRKSEL DÜLGERGİL


ERBİL?DEN NOTLAR-2 (Erbil, Wan (Van) kadar yakın!..)

ERBİL?DEN NOTLAR-2 (Erbil, Wan (Van) kadar yakın!..)


Erbil anıları biriktikçe, paylaşacak konular da artıyor ve vakit geçirmeden (anılar tazeyken) yazmak zamanı da daralıyor?  Uzun zamandan bu yana, MERHABA!..
Süleymaniye (Erbil?e 2 saat uzaklıkta, İran?a yakın bir Kuzey Irak il merkezi-Osmanlı döneminde sancak!)?deki müthiş LUR (?) müziği konserinden, ezelden beri Kürt olup da ismi TÜRKÇE olan köylerden (Altın Köprü-Sarıkız-Köy Sancağı vb), Giresunlu patronunun kızı ile evlenip ÜLKESİNE (!) dönen ama benim ülkem hâlâ diye direten -bir ayağını mayına vermiş-taksici Müfit?ten, Erbil Alpedo?nun sahibi- Ülkesinden(!) başka ikinci bir toprak tanımayan Erbilli (Türkiye) Bülent?ten (Kürtçesi Blint) pek çok anılar var dimağımızda bu kez.
Ancak tüm bunların ötesinde şaşırtıcı bir Wan (Van) öyküsü ile başlayacağız Erbil anılar zincirine bu defa?
Dört gün önce (6 Mart) Erbil?in hoş mekânlarından Costa Rica Cafe?de bir ?doğum gününe? davetliydim. Bizim 2.sınıf öğrencilerinden Nazlı?nın (Nazli) aile içi yaptığı hoş bir kutlaması? 
Ben, Erbil Ticaret Ateşemizin (30?larında Ramazan Bey), birkaç sınıf arkadaşı dışında herkes aileden?
Nazlı en küçük kız? Toplam 8 kardeşler; ağabeyler, ablalar- bazıları evli. Matrak bir ortam? Gülüşmeler, espriler? Etrafta 2, bazen 4 dil konuşuluyor. Biz İngilizce takılıyoruz? Zaten Irak?taki üniversite eğitim dili bu!..
65?lerinde bir baba, o civarlarda bir anne? Aile Kürt? Anne ikinci göbekten Türkmen ama Türkçesi çok zayıf!..
Muhabbetler, gülüşmeler yırtıyor etrafı; müthiş eğleniyoruz. Pasta falan da gelmek üzere... Nazlı beni tanıtıyor, ?HOCAM? diyor. İngilizce merhabalaşmalar, nasılsın iyi misinler falan?
Sonra Ramazan Bey?e dönüp ne eğlenceli ortamdayız değil mi üstadım diye soruyorum (Türkçe). Grupta inanılmaz bir sessizlik; gözler aynı doğrultuda kesişiyor. ?Nasıl yani? bakışları? Özellikle abiler ve ablalar arasında(!)? Bir şey mi yaptık diye Ramazan Beyle bizim de şaşkınlığımız, ?eyvah? bakışları aramızda, ?uluslararası bir sorun mu oluşturduk? acabası!.. 
Sonra bir bayan sesi: ?Siz Türk müsünüz? ?Eee? Tabi ki?, cevabı benden(!) ?Ama siz Amerikalı gibi duruyorsunuz?, cevabı bayandan (ortanca abla). Ama asıl şaşkınlık bendeki. Çünkü tüm bu soru cevapların yaklaşık 4 dakikadan bu yana aslında TÜRKÇE yapıyor olmamızı algılamam(!)
?Ama siz de Türkçe konuşuyorsunuz?, sorusu bu kez benden? Ve o ilginç cevap, ?Evet, biz kardeşler genelde evde bu dili tercih ediyoruz!!!???...
Ramazan Bey?le aptalca bir bakışma, ?Nasıl ama Nazlı bilmiyor ki ve siz Kürt bir ailesiniz? reaksiyonu bizden?
?Ama televizyondan öğrendik ve kolayımıza geliyor? cevabı. Sonra, ?Eşim de hep Türk şirketleriyle çalışıyor, ister istemez ufak çocuklarımıza (çocuklar 4-5 yaşlarında) da öğrettik. Nazlı?ya gelince, o en ufağımız ve en ilgisiz olanımız?!!!
Şaşkınlığımız ve afalladığımız belli olmasın diye, Ramazan Bey?den ?Aslında ben de Ağrı?nın bir köyündenim katkısı...
Babaları ile İngilizce başlayan ama ardından Kürtçe devam eden bir diyalog (tabii biraz da şaşkınlıkla), ?yahu biz hemşeriyiz o vakit!!!?
İkimizde artan bir merak ve amboli olma hali ve Ramazan Bey?in inanılmaz çıkışı? ?Nasıl yani? deyiveren o kendiliğinden çözülüş!
Sonra babalarının (Erbil?in ünlü avukatlarından birisi bu arada) bana dönerek İngilizce devam eden açıklaması: ?Aaaa Nazlı söylemedi mi sana Hocam, benim dedem Van doğumludur!!! Bizim kökümüz Van Başkale?ye dayanır. Ama geleli belki 150 yıl olmuş Erbil?e?
Ama Türkiye sevgimiz o denli büyük ki, çocuklarıma sık sık Türkiye?ye gitmeyi öneriyorum. Zaten tatillerde hep oralardayız?
Bu arada, ablalardan birinin Türkçe devam eden açıklaması: ?Benim eşim Türkmen zaten. Biz her ay bir hafta Türkiye?deyiz? O güzelliklerden ve özellikle İstanbul?dan bir an ayrı kalamıyoruz. Zaten oradan ev de aldık. Belki yaşlanınca Türkiye?ye taşınırız.
Ramazan Bey?le paylaştığımız ?çökmüş ve şaşkın? yüz halimize nispet eder tarzda son ve en büyük darbe geliyor avukat babadan: 
?Sahi, size kızlarımın isimlerini söylemedim değil mi? Van, baksana bana? çağrısına karşılık ablalardan bir tanesi yüzünü çevirip bize gülümsüyor, sonrasında daha ilginç bir şey oluyor: ?Wan, sen de bir bak bakayım?? Başka bir abla bakıp gülümsüyor bu defa(!)
Ramazan Bey?le o denli büyük bir şaşkınlık yaşıyoruz ki, soramıyoruz o ilginç soruyu ve hatta dalga mı geçiyorsunuz da diyemiyoruz?
Sonrasını adamcağız açıklıyor bize: ?Türkiye ve özümüz Van kentinin sevgisi, özlemi o denli büyük ki bizde, büyük kızımızın adı Türkçe VAN, küçüğümüzün ki ise Kürtçe WAN??
Dolu gözlerle birbirimize bakıyoruz, Ramazan Bey?le. Ve belki o anda aynı şeyi iç sesimizde telaffuz etmeye çalışıyoruz:
Türkçe Kürt mü ya da Kürtçe Türk mü söylemeye çalıştığımız kelime?
Ya da bu önemli mi? Bu denli büyük benzerlikler ve özlemler olduğu sürece iki halk arasında!!!
hulusü şengül
2.12.2013 11:10:09
evet sevgili hocam son sözünüzü çok özümsedim,bu ülkenin insanlarını birbirine kırdırmak için ellerinden gelen her türlü pisliği yapan emperyalistlerin uşaklığını yapanlara kapak olur her halde bin yıl bir arada yaşayanları bu duruma getirenlere kahrolsun türk bayrağını gönderden indirenlere lanetolsun. iyi günler hocam seni seviyoruz

  • Perşembe 29.3 ° / 13.5 ° false
  • Cuma 27 ° / 10.3 ° Güneşli
  • Cumartesi 26.1 ° / 9.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı