HAKAN POLAT


Ey Türk Gençliği, muhtaç olduğun kudret kokuşmuş batının yaşam tarzında değil


Firavun´un bir sistemi vardı. Bu kurmuş olduğu sömürü, zulüm ve aldatma sistemini insanlar anlamasınlar, sorgulamasınlar diye şu taktiği kullanıyordu. Firavun, insanlara yapımı on yıllarca sürecek dev?piramitler? inşa ettiriyordu. Halkın neredeyse hepsini çalıştırıyordu. Karşılığında ise insanlara yaşayacakları kadar ekmek ve su veriyordu. İnsanların tüm zamanı piramiti inşa etmek için geçiyordu. Gece gündüz piramit yapmak için çalışan insanlar Firavun´un düzenini sistemini sorgulayamıyorlardı. Kurmuş olduğu düzenin detaylarını anlayamıyorlardı. Çünkü çalışmaktan dolayı anlayacak, fark edecek sorgulayacak vakitleri kalmamıştı.

Firavun onların zamanlarını sömürmüştü. Onlara düşünecek kavrayacak anlayacak vakit bırakmamıştı. Şimdi de böyle değil mi? Küresel güçlerin piramitlerine hizmet için gece gündüz çalıştığımızdan dolayı kurmuş oldukları düzeni anlayamıyorduk. Okuyamıyorduk. Fikir düşünce üretemiyorduk. Bizleri sürekli çalıştırıyorlar bunla da yetinmeyip boş vakitlerimizi ?televizyon, futbol maçı, konser yarışma programları? ile doldurmuşlardı. Düşünecek, anlayacak, fark edecek vakit bırakmamışlardı.

Zamanı istediğimiz şekilde düzenleyemiyorduk. Birileri zamanı nasıl geçireceğimizi dizayn etmişti çoktan. Sabah çalışmak için evden çıkacaktın. Akşam gelince dizileri izleyecektin. Ya da maç veya yarışma programlarını. Okuyacak, düşünecek, fark edecek zaman bırakmamışlardı. Okuyacak, anlayacak fark edecek, fikir ve düşünce üretecek zamanı olmayan toplumlar köleleşmeye daha müsaitti. Zamanı dizayn edenler ne verirse o kadarını alıyorduk. İki gözüm, kafalarımızı hiçbir zaman boş bırakmıyorlardı.

Batılı sömürgeciler, sömürü amacıyla istila ettikleri toplumlara orijinal bir mikrop aşıladılar. Bu mikrop, Amerika´da Kızılderililere verilen battaniyelerdeki kızamık mikrobu kadar bulaşıcıydı. Hele kültür söz konusu olduğunda bir o kadar da öldürücüydü ki, bu mikrobun adı sömürü düzeniydi. Sonuçta küresel hegemonya ortaya çıkınca bütün ahlaki değerler alt üst oldu.

Zihnini hak yöne çevirme diye seni oyalayacak her şeyi ayarlamışlardı. Her türlü hokkabazlığı, okus pokusu, şaklabanlığı ve ilizyonu yapıyorlardı. Zaman hırsızları her yerdeydi. 

Malın çalınırsa belki yenisini alabilirdik. Ama zaman çalınınca tekrar geriye getiremiyorduk. Malımızı çalan hırsızlara gösterdiğimiz tepkiyi zamanımızı çalan hırsızlara gösterseydik zillet altında yaşamazdık.

Malımız çalınmasın diye kapı pencerelerimize on kilit vururken zamanımızı çalan hırsızları evimize alıyor ve bakımını sağlam yapıyorduk. Televizyon gibi. Bilgisayar oyunları gibi. Batı´nın her türlü fitne argümanları evimizin içinde barınıyordu. Hem de vaktimizi almak için. Zaman hırsızlarına karşı kapılarımızı beyinlerimizi yaşantılarımızı kilitlemedikçe zilletten kurtulamayacaktık. 

Zaman hırsızlarını yakalayan polislerle arkadaşlık kurmak en güzeli. 

Bakın etrafınızda muhakkak vardır.

Ey Türk gençliği, muhtaç olduğun kudret kokuşmuş Batı´nın yaşam tarzında değil. 

Muhtaç olduğun kudret Kur´an´ın asil sayfalarında mevcuttur. Sanırım atmamız gereken doğru slogan bu olmalıydı. (Belli mi olur bir slogan neleri değiştirir) Saygılarımla.

  • Perşembe 29.3 ° / 13.5 ° false
  • Cuma 27 ° / 10.3 ° Güneşli
  • Cumartesi 26.1 ° / 9.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı