Ömrü yoksulluk içerisinde geçen adama o yıl Milli Piyangonun büyük ikramiyesi çıkar. Sevinçle parasını almaya gider.
O arada telefonu çalar bakar ki kayınbiraderi arıyor:
“Ne oldu?” der isteksizce…
Kayınbiraderi:
“Enişte sana kötü bir haberim var”.
Adam merak eder: “Çabuk söylesene”
Enişte, ablam “sevince daha fazla dayanamadı ve bu sabah öldü” der.
Telefonu kapatan adam gökyüzüne bakar
Ve:
“Ey güzel Allah’ım verdikçe veriyorsun…”
***
Bir taraftan bu dua edilirken, diğer taraftan da;
Bir Karadenizli, bir Kayserili ve bir Diyarbakırlı aynı trafik kazasında ölmüş. Cenazeleri kaldırılmış. İki-üç gün geçmiş, bir de bakmışlar ki Karadenizli, çıkmış mezardan, üstünü silkeleyerek geliyor. Önce büyük bir panik yaşanmış haliyle, sonra bakmışlar bayağı kanlı canlı, cesaret edip yanına yanaşmış ve merakla sormuşlar:
- Yahu sen öteki dünyadan nasıl geri döndün?
Anlatmış:
- Öte tarafta da işler buradaki gibi yürüyormuş meğer. Rüşvet, haksızlık, yolsuzluk... Geri göndermek için 5 bin dolar istediler, bastım parayı geri geldim.
- Eee, diğer iki arkadaş niye gelmedi?
- Vallahi ben gelirken, Kayserili hâlâ "3.500 dolara olmaz mı, yap bir indirim de ayağımız alışsın!` diye pazarlık ediyordu.
- Ya Diyarbakırlı?
- O da `Ben vermem, Devlet versin!` diye inat ediyordu…
Ülkenin hali bu!
Fıkra gibi maşallah(!)
Anlat anlat gül!!!