HABİLHAN PEHLİVANLI


Gırıggaleli olabilmek

Gırıggaleli olabilmek


Üniversite yıllarımda tam bir “Gırıggaleli” olarak, amansız “Gırıggale-mania” hastalığına tutulmuş, her tatilin hesabını yapan bir öğrenci ve arkadaşlarımın da tatil danışmanıydım!
 
-“Habilhan, Kurban bayramı tatili kaç gün?” 
-“Eğer sadece bayrama giderseniz haftaya gelirsiniz. Ancak şu aradaki üç günle bayramdan sonra gelen iki günü de birleştirirseniz 15 gün tatil yaparsınız”, gibi çok “analitik” hesaplarla boğuşuyordum.
 
Ama ne yapayım seviyordum “Gırıggale”yi ve “Gırıggaleli” olmayı!
 
Birilerinin “Kırıkkaleli” bile olamadıkları, “Ankırılı” oldukları dönemin yağız “Gırıggaleli” delikanlısı Habilhan’ı canlandırıyordum adeta.

 

Ama bir de gerçek vardı ki, nezaketimle, saygımla, konuşma tarzımla ve ilişkilerimle birilerinin utandığı memleketimin insanının aslında nasıl olduğunu ya da nasıl olması gerektiğini gösteriyordum.

 

Kırıkkale’nin “İstanbul Fahri Başkonsolosuydum” hani anlayacağınız…
 
Derslerdeki tartışmalarda ateşli bir şekilde İç Anadolu insanını ve mertliğini savunuyor, Neşet Ertaş ve Hacı Taşan’dan verdiğim örneklerle de sonradan görme, Taksim’den başka dünya tanımayan “sorunlu, mama ve bakıcı elinde yetişmiş İstanbul çocuklarına” felsefe dersi veriyordum…

 

İnsanlık Felsefesi…

Sevgi Felsefesi…
 
“Ana”ya neden “Hak” benzetmesi yapıldığını anlatıyor, Anadolu insanının, Türkmen aile kültürünün “aile” mefhumuna kattığı değeri anlatıyordum derslerde…
 
Ne kadar başarılı oldum sizce?
 
Çoookk?
Hem de çoooookkk?
 
Mesela “Telaffuz” dersi hocamız Filiz Hanım’a, ders sırasında geçen “nazal n” sesinin Türkçedeki kullanım örneğini “N’örüyong?” sorusuyla verince bana doğru dürüst sözlü sınav yapmadan 87 verdi. Ama bir şartı vardı: Onunla sohbet ederken “Gırıggale” ağzıyla konuşacaktım!..
 
Ya da en ağırından “Hard-Rockçı” arkadaşlarıma Neşet Ertaş anlatır, Hacı Taşan sohbetleri yapar hale gelmiştim!..
***
“Gırıggaleli” olmak, rahatsız edici sırtlan takımından olmak değildir!
“Gırıggaleli” olmak, aylaklık yapmak değildir!
“Gırıggaleli” olmak, kahvehanelerde gecesini gündüzüne karıştırmak da değildir!
“Gırıggaleli” olmak, bol küfürlü cümlelerle “caddede” etrafı rahatsız etmek de değildir!
“Gırıggaleli” olmak, midesi yerine “sırtının üstüne içesice” olmak hiç değildir!
 
“Gırıggaleli” olmak erkeğiyle kadınıyla mert, delikanlı, sıcakkanlı, misafirperver, güleryüzlü, kibar, saygılı, samimi olmaktır!

İşte bunu becerebilenler gerçekten “Gırıggaleli”, beceremeyenler de “Ankırlı” olmanın kompleksini içinde yaşayan “Kırıkkalelilerdir”!..

 

abdullah
24.02.2014 23:13:07
gırıggaleli olmak; çalışkan olmaktır.gırıggaleli olmak; hedef koymaktır.gırıggaleli olmak; okumak, araştırmaktır.gırıggaleli olmak; doğrudan yana olmaktır.gırıggaleli olmak; iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı ayırt etmektir.gırıggaleli olmak; halka hizmet etmektir.gırıggaleli olmak; yaşlıya-hastaya, yol-yer vermektir.gırıggaleli olmak; idealist olmaktır.gırıggaleli olmak; boz toprağın kültürünü taşımaktır. hacı taşan, neşet ertaş olmaktır. karaoğlanı anlamaktır.gırıggaleli olmak; kırıkkaleli olmaktır.kalemine sağlık sn. yazar.

  • Çarşamba 29.4 ° / 15.1 ° false
  • Perşembe 29.3 ° / 13.5 ° false
  • Cuma 27 ° / 10.3 ° Güneşli