Her gün çeşitli reklam ya da programlar yoluyla karşımıza çıkan “hijyen”, sanırım en çok da ortak kullanım alanlarında ihtiyacımız olan, sağlıklı kalabilmenin birinci şartı… Nitekim modern toplumlarda insanlar bu konuda daha hassas davranışlar sergileyerek toplu kullandıkları alanlarda hijyen kurallarına daha çok riayet ederken daha az gelişmiş toplumlarda hijyen, temizlik “hak getire”!..
Çeşitli belgesellerde izlediğimiz Afrika’nın birçok ülkesindeki durumun ne yazık ki bundan 25-30 yıl önceki Türkiye sokaklarına ne kadar da benzediğini fark etmişizdir. Afrika’daki gibi değiliz elbette! Lakin kimi toplu kullanım alanlarındaki mikrop ve bakteri üreme oranından bahsedildiğinde, 25-30 yıl öncesi Türkiye’mizdeki kimi doğal şartların bugün mevcut olmamasından kaynaklanan birçok sorunla karşı karşıyayız.
Banka ATM cihazlarındaki, AVM’lerin merdiven tırabzanlarındaki, alışveriş arabalarının tutma kollarındaki mikrop oranları açıklanınca insanın çıldırası geliyor. “Hiç mi toplu ortama girmeyelim” diyesi geliyor… Oysa AVM’lerin, banka ATM’lerinin de ötesinde zorunlu olarak bulunduğumuz hastaneleri, çocuklarımızın (ya da öğretmenlerin) evlerinden çok vakit geçirdikleri okulların hijyen durumu ne peki?
Hastaneler bir nebze olsun iyi… Peki ya okullar?
Sabahtan akşama en değerli varlıklarımız olan çocuklarımızı emanet ettiğimiz ve öğretmen olarak evimizden çok yaşadığımız okullar?
Ne yazık ki, -öğretmenler için ayrılmış olan tuvaletler de dâhil- tek kelimeyle berbat!
Ne garip ki bu yıllardan beri böyle!
Yalnızca tuvaletler mi?
Ortak kullanım alanları da aynı!
Bizler okullarda nasıl hastalanmıyoruz, açıkçası bilemiyorum!
***
Peki, bu sorun nasıl çözülecek?
Elbette temizlikle!.. Hijyenik, sağlıklı bir temizlikle!..
***
Son yıllarda bu amaçla üretilen çeşitli temizlik ve hijyen ürünleri var:
Mesela, AVM’lerde ve kimi hastanelerde kullanılan sensörlü musluklar…
“Okullarda canına okurlar!” değil mi?
Peki, diğer musluklar çok mu sağlam?
Peki, ne kadar hijyenik?
***
Öte yandan özellikle okullarda kullanılan temizlik ürünlerinin ne kadar sağlıklı, ne kadar hijyenik olduğu da ayrı bir tartışma konusu… Gerçi okulların bütçe durumu belli! Alım satım gücü ve yetkisi de belli! Ama zaten bu tarz ihtiyaçların okulların bütçelerine ya da idarecilerin keyfiyetine bırakılmayacak kadar ciddi ihtiyaçlar olduğu, sanırım Milli Eğitim Bakanlığı tarafından da gayet net biliniyordur.
Temizlik ürünlerinde bulunan kimyasallar ve tabi ki özellikle el yıkama ürünlerinin içeriği evlatlarımız için, yavrularımız için çok çok daha önemlidir. Hatta sağlıklı olmanın temeli ideal el temizliğidir. Yapılan bir araştırmaya göre, ellerin santimetre karesinde 2 ila 6 bin adet bakteri bulunur. Enfeksiyon hastalıklarının en önemli sebebi ellerdeki bakterilerdir. Sadece ABD`de, her yıl ortalama 80 milyon gıda zehirlenmesi tespit edilmekte ve zehirleyen gıdaların %70`inin hazırlanırken bozulduğu, bunun da %40`ına ellerdeki bakterilerin sebep olduğu tespit edilmiştir. İşte buna karşı üretilen ve “köpük” şeklinde elimizi yıkamamızı sağlayan sabunlarda bulunan “triklosan”, koruyucu maddesi sayesinde cildi bakterilerden arındırarak tam bir koruma sağlar. Düzenli kullanıldığında cilt hastalıklarına yol açan bakteri ve mantarların üremesini engeller. Vücut kokularına sebep olan bakterilere, egzama ve akneye karşı etkilidir.
Yine bilimsel verilere göre, sabunlardaki pH değeri, sağlıklı bir cildin pH değeri olan 5.5 olmalıdır. pH değerleri yüksek olan bazı sıvı sabun veya sabunlara nazaran cildin doğal nem dengesini koruyan türden sabunlar cildin yumuşak kalmasını da sağlar. Ayrıca bu tür sabunların formülünde bulunan ve şampuanlarda kullanılan nemlendirici ve yumuşatıcı maddeler sayesinde hassas ciltleri tahriş etmez ve kurutmaz, kuru ciltleri nemlendirir ve yumuşatır. Ayrıca kullanımı kolay ve pratik olan köpük sabunlar, sıvıyı köpürtmek için musluk akarken uğraşmaktan, israf ederek lavaboya akıtmaktan kurtarır. Bu sabunların sıvı hali konsantre olduğu için 0,5 gram ile el yıkanabilmektedir. Sıvı sabunlarla ortalama 5 gram ile el yıkanabiliyor, sıvı sabuna göre 10 katı daha ekonomiktir.
***
Tüm bunları sizlerle paylaşmamın sebebi bir süre önce elime geçen “Fomy” marka bir köpük sabun…
Bazen hastane ve AVM’lerde kullandığım bu ürünün öz halini görünce başladım evimde de kullanmaya ve araştırmaya… Yukarıdaki iki paragrafta verilen teknik bilgilere de bu markanın sitesinden ulaştım. Sonra Kırıkkale’de de satışının yapıldığını öğrendim. Satışını yapan arkadaşla yalnızca telefonda görüşebildik. Ama asıl hedefinin okullarda bu ürünleri yaygınlaştırmak olduğunu söyleyen beyefendi, okulların açılacağı şu günlerde okulları ziyaret ederek ürünlerinin tanıtımını yapacağını söyledi.
Benden paylaşması…
Maksat sağlık olunca gözüm bir şey görmüyor.
Hepimize sağlıklı günler dilerim…
