?Sallandıracaksın birkaçını Taksim Meydanında, bak bir daha yapabiliyorlar mı??
Bu sözü duymayalı uzun süre oldu.
Eskiden bir türlü çözülemeyen ya da ağır suçlarda söylenen en ünlü sözdü.
Ne var ki, idam cezası kaldıralıdan beri bu sözü unuttuk.
Ya da unutturulduk!
Öyle ya, 35 bin kişinin ölümünden sorumlu, dünyanın en tehlikeli terör örgütü liderlerinden Abdullah Öcalan?ı ?kurtarmak? için kaldırılan idam cezasının aslında hangi yürekleri dağladığını hiç düşündük mü?
***
Abdullah Öcalan, terör örgütü lideridir.
Gerçi utanmasalar, düşünce suçlusu kategorisine koyacaklar ya?
Kim ne bilecekse onu biliyor?
35 bin kişinin katili ister terör örgütü lideri olsun, ister sade vatandaş, ne fark eder ki?
***
Aynen üç masum çocuğun canına kıyabilecek kadar canileşebilmiş ruhsuz gibi!..
Aynen 10 yaşındaki bir kızcağıza tecavüz edebilecek kadar şerefsizleşebilmiş yaratık gibi?
***
Peki, idam cezası getirilmeli mi?
Yani ?Üç tanesini Taksim Meydanında sallandırınca sorunlar çözülecek mi??
Cevabını aslında Osmanlı Devletinde görebiliriz?
Mesela;
Hırsızlık yapanın, yaptığı elinin kesilmesi?
Tecavüzcünün hadım edilmesi?
Katilin idamı?
Tüm bu ve buna benzer cezalar sonucunda Osmanlı?da bu tür suç oranlarının ne kadar düşük, hatta sıfır olduğunu biliyor muydunuz?
İster adına ?kısasa kısas? deyin, ister ?şeriatın kestiği parmak acımaz??
Belli suçlarda, suçu sabit olanın ?lüks hapishanelerde? beslenmesi ona ödül değil de nedir?
***
Kadın haklarından dem vuranlar!
Tecavüz ve tacizin sizce cezası ne olmalıdır?
Çocuk hakları savunucuları!
Sizce çocuk istismarının cezası ne olmalıdır?
Şehit anaları!
Sizce teröristin cezası ne olmalıdır?
?
Az çok hepinizin cevabını da biliyorum.
Ama lütfen geciktirilmeden?
İlk olarak da Abdullah Öcalan ve Kayseri canisinden başlanarak!..
Mümkünse!..
