Bir yanda milletvekili dokunulmazlığı kaldırılsın; dağdaki teröristler bile bu ayrıcalıktan faydalanıp da milletvekilliği zırhına bürünmesin diye mücadele verilirken, diğer yanda bu kalkanın kapsamında ince ayarlar yapılıyor.
Teröristbaşı Abdullah Öcalan, uğruna 250 bin canı Çanakkale?de şehit verdiğimiz Marmara Denizi?nin ortasındaki güzelim İmralı adasını işgal etmesi yetmiyormuş gibi, gerek avukatları gerekse ziyaretine gidenler aracılığıyla sağa sola tehditler savurmaya, salyasını bulaştırmaya rahat rahat devam ediyor.
Adam o kadar rahat ve küstah ki, kendisi hakkında yazan yazarları, kendisi hakkında konuşan siyasetçileri, kendisi hakkında ?cüretkâr? sözler eden asker ve polisleri istediği gibi tehdit edebiliyor.
Fakat ne garip ki, vatanın birliği ve ülkenin bölünmez bütünlüğüne kastetmiş; halkı kin ve nefrete sevk etmekten ve 30 bin kişinin ölümünden sorumlu olmaktan, önce idam sonra ağırlaştırılmış müebbet mahkûmu; tescilli teröristbaşı bu tavırlarından dolayı hiçbir yaptırıma uğramıyor.
Konuyu hemen demokratik insan haklarına, ifade özgürlüğüne getirecek olanlara kocaman bir ünlem(!) ve kocaman bir soru işareti(?) hediye ediyorum.
Sebebini biliyorsunuz değil mi?
Bu ülkede kimileri konuştuğu ya da ülke yönetimine dair fikirlerini söylediği için başlarına neler gelir?
Ama bu katil kafasına göre konuşur?
?Yaşasın demokratik haklar!!! Yaşasın insan hakları!!!?
***
Adam insan haklarını bahane ederek tecritten kurtuluyor, kafasına göre yetiştirebileceği elemanlar yanına veriliyor?
İstediği kitaplar, istediği gazeteler anında yetiştiriliyor?
Hatta televizyon emrine amade!
Ya internet???
***
Bağırsaklarımızda gezinip karın ağrısı yapan tenyalar misali yiyip içip keyfine bakan bu mahlukatın aslında asılacağını ama engellendiğini?
Şimdi de kafasına göre konuştuğunu?
Hatta bir süre sonra cezasının ev hapsine çevrileceği söylentisinin her tarafa yayıldığını?
Sürekli yeni tavizler istediğini düşünecek olursak?
Maazallah bir iki dönem sonunda mecliste bile görebiliriz!
İşte o zaman İmralı dokunulmazlığı bir de TBMM dokunulmazlığına dönüşür ki?
