(Dünden Devam)
Problemli yeni komşu, aslında niyetini belli etmişti. Herkesi evinden edip evlere el koymak istiyordu. Ne yaparsın, aç gözlülük başa bela! Bu sonuca ulaşmak için de gözünü kırpmıyordu bile?
Sadece insanları öldürerek mi?
Yıllardır bu ülkede insanlar tahıl, meyve, sebze eker biçer. Peki, sorarım, hangi mantık bir ülkenin imkânı, yeri, yurdu olduğu halde; verimli toprağı olduğu halde en çok ihraç ettiği buğday, arpa, patates, soğan gibi ürünlere kota konulmasını kabul eder?
Ya da başka bir alan: Tüm dünyanın gündemini bir anda değiştirebilen futbol?
Takımınızı belli bir noktaya kadar getirin. Yarı final oynama hakkını elde edin. Ama birileri zaten sizin oralara gelmenizi engelleyebilmek için başta hakemler olmak üzere her yöntemi kullansın. Ve yarı final maçında hakem sizin yenmemeniz için tüm çarelere başvursun?
Bütün bunlar da kalleşçe bir savaşın, namertçe silahların türleri değil mi?..
***
Şimdi, şöyle bir düşünelim. Araştıran, merak eden ya da askerliğini yapmış olanlar NBC harflerinin ne anlama geldiğini az çok bilir. Nuclear (Nükleer), Biological (Biyolojik), Chemicals (Kimyasal) kelimelerinin ilk harflerinden oluşur. Şimdi sorarım, insanlık suçu olarak kabul gören bu üç silah şeklinden ?bizim jandarmanın(!)? kullanmadığı yöntem kaldı mı? Bir ülkenin az da olsa toplu bir kısmı aynı anda hastalanırsa, elbette o toplumu korkutur. İşte bizim yaşadıklarımız da tam bu korku silahına benzemiyor mu?
Sonuçta, bütün bunları yapan hangi ülke, hangi toplum olursa olsun, ortada büyük bir suç var.
Bir de Köroğlu?nun söylediği gibi, ?mertliğin ?bozulması sorunu var. Nükleer, Biyolojik veya Kimyasal silahları kullanan ?kalleş dünya jandarmamız? şimdi de bir diğer silah olan ?Toplum Mühendisliğini? en iyi(!) şekilde kullanmaktadır. İnsanları medya ve filmler yoluyla kandırıp, her konuda kendisini haklı göstermeye çalışanlar bir gün insanlık önünde bunun hesabını vermeye mahkûmdur.
