AHMET ZENGİN


Mayının Çözümü Kırıkkale´de


Çözüm sürecinde güçlenen; ülkeyi terk etmek yerine patlayıcı ve ağır silahlarlarla maddi destekler kazanan, Maksist Leninst, Kominst ve Ateist pkk saldırılarıyla  ağır kayıplar ve şehitler vermekteyiz.

HDP li Belediyeler denen; işbirlikçi vatan hainleri kepçe ve dozer destekleri ve belediyelere aldıkları dağdaki teröristler ile yollara tonlarca patlayıcı yerleştirip üzerine plastik ve tahtalarla kapatıp, fünyelerine kolayca ulaşılabilen sensorları bağlayıp maalesef Asker ve polislerimizi avlamaktalar.

Alın size açılım, alın size sözde barış.

Bir ülkeye Kominizim iki argümanla gelmiştir.

Sazla ve Barış lafıyla..Bunun ikisini de güzel kullandılar.

Şu sözlerden milletimiz nefret ediyor artık.

Gece karanlığından yararlanarak kaçtılar !

Operasyonlar başlatıldı!

Çevrede güvenlik önlemleri alındı!

Uçaklar Kandili bombaladı!

Senin askerin karanlıktan yararlanıp teröristi görmüyor mu!

Türk askeri gece de savaşmalı, Nerede gece görüş dürbünleri ?

Hani BBG evi gibi izliyorduk?

İnsansız hava araçları ne yapıyor?

Pusuyu biz kurmalıyız.

Sen avlayacaksın.

Avcılar ve atıcılar kulübü şimdiye bitirirdi yeminle.

Bizle oyun mu oynuyorsunuz?

Gülten Kısrak nasıl oluyor da Özerklik ilan ederiz diyebiliyor?

Bunun sebeplerini acı da olsa yazacağım.

?İKİZ YASALAR?

?İkiz yasaların? özelliği, halkların, mezheplerin yani farklı toplumsal kökenlere sahip olanların ?kendi kaderini tayin etme? hakkı veriyor. Yani bunu imzalayan devletlerde yaşayan etnik kökenler, dilerse ayrılabilir, kendi kendini yönetebilir.

Daha önce de Türkiye´nin önüne konulmuş, ancak ulus devlete yönelik tehditler oluşturacağı düşüncesiyle onaylanmamıştır.

İkiz yasalar, T.B.M.M.´nin 04/06/2003 tarihli oturumda kabul edildi. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından da onaylandı.

?İkiz yasalar?, ulus devletimizi tehdit eden yasalardır. Nevruzdaki Diyarbakır rezaletini hatırlayın. Alenen bir suç işlendi orada. Terör ve teröristi öven naralar atıldı. Sizce savcıların sesi neden çıkmadı? Bu suskunluğun bir sebebi olmalı değil mi? ?Hukuken? onaylanan bir yasaya kendi yasalarımızca suç olsa bile nasıl dava açabilirler ki?

Bu ?yasa? binlerce mermiden daha tehlikelidir. Silahla yapılamayanın ?hukuk? ve ?siyaset? nezdinde yapılması demektir. Bölücü terör örgütünün ısrarla siyasallaştırılmak istenmesinin sebebi budur.

Sözün özü; Türkiye, bölünmeyi yasa haline getirdi.

Maddeleri okuyacak olursak ne denli tehlikeli ve ihanet kokan bir yasa olduğunu anlamış oluruz. Maddeler şöyle:

1. Bütün halklar kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir. Bu hak vasıtasıyla halklar kendi siyasal statülerini serbestçe tayin edebilir ve ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmelerini serbestçe sürdürebilirler.

2. Bütün halklar, doğal kaynakları ve zenginlikleri üzerinde kendi yararına serbestçe tasarrufta bulunabilir. Bir halk sahip olduğu maddi kaynaklardan hiçbir koşulda yoksun bırakılamaz.

3. Bu sözleşmeye taraf bütün devletler, kendi kaderini tayin hakkının gerçekleştirilmesi için çaba gösterir ve Birleşmiş Milletler şartının hükümlerine uygun olarak bu hakka saygı gösterir. denmektedir.

Üstelik, bu sözleşmeleri onaylayan TBMM´nin daha sonra bu sözleşmelerin içeriğini değiştirme olanağı da yoktur.

Ayrıca, Anayasanın 15. maddesinde; savaş, seferberlik, sıkıyönetim gibi olağanüstü hallerde dahi bu sözleşmelerde yer alan ?hakların? kısıtlanamayacağı öngörülmüştür.

Bu sözleşmelerde yer alan ortak hükümle, BM bünyesinde oluşturulacak komisyon ve komiteler, Türkiye´de denetim yapma ve iç işlerimize doğrudan müdahale etme olanağına kavuşuyorlar.

04/06/2003 tarihli oturumda T.B.M.M.´de 4867 ve 4868 no.lu iki yasa kabul edilmiş ve Sayın Cumhurbaşkanının onayına sunulmuştur.

İçtüzüğün 52. maddesi uyarınca öncelikle görüşülerek yangından mal kaçırılırcasına çıkartılan bu yasaları, aşağıda belirttiğimiz nedenlerle Türkiye´nin menfaatlerine uygun olmadığını saptıyoruz.

Bundan 37 yıl önce 1966 yılında kabul edilen ve 1976 yılında yürürlüğe giren bu sözleşmeler, daha önce de Türkiye´nin önüne konulmuş, ancak ulus devlete yönelik tehditler oluşturacağı düşüncesiyle onaylanmamıştır.

Her iki sözleşmenin 1. maddesi kelimesi kelimesine aynı olup aynen;

1. Bütün halklar kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir. Bu hak vasıtasıyla halklar kendi siyasal statülerini serbestçe tayin edebilir ve ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmelerini serbestçe sürdürebilirler.

2. Bütün halklar, ??.., doğal kaynakları ve zenginlikleri üzerinde kendi yararına serbestçe tasarrufta bulunabilir. Bir halk sahip olduğu maddi kaynaklardan hiçbir koşulda yoksun bırakılamaz.

3. ?? bu sözleşmeye taraf bütün devletler, kendi kaderini tayin hakkının gerçekleştirilmesi için çaba gösterir ve Birleşmiş Milletler şartının hükümlerine uygun olarak bu hakka saygı gösterir. denmektedir.

İkiz sözleşmeler olarak anılan bu sözleşmelerin bu maddeleri ÇEKİNCESİZ kabul edilmiştir.

Sözleşmelerin 2. maddeleri ile de devlet bu hakları güvence altına alır. Bu haklara saygı göstermeyi taahhüt eder.

Devletin saygı göstermeyi taahhüt ettiği bu maddelerde "ayrılmayı" da kapsayacak şekilde "kendi kaderini tayin hakkı tanınan" "uluslar" değil, "halklar"dır. Böylece, ülke bütünlüğünü tehdit eden eylemler "uluslararası güvenceye" kavuşturulmuştur.

Her iki sözleşmenin 1. maddesinin 2.bendine göre de Türkiye halklara göre ekonomik parçalara bölünecektir.

Burada söz konusu olan sıradan bir yasama faaliyeti değildir. Anayasa´nın 90. maddesi karşısında, TBMM kararıyla onaylanan bu sözleşmelerin "Türk kanunlarını değiştirici" özellikleri olacak, "iç hukukun bir parçası" kabul edilecek ve diğer yasalardan farklı olarak "Anayasa´ya aykırılıktan dahi ileri sürülemeyecek"tir.

Nitekim, onaylanan bu sözleşmelerin 2. maddesine göre; "Sözleşmede tanınan hakları kendi mevzuatında veya uygulamasında henüz tanımamış olup da bu sözleşmeye taraf olan devletler, kendi anayasal usullerine ve sözleşmenin hükümlerine uygun olarak, sözleşmede tanınan hakları uygulamaya geçirmek için gerekli olan tedbirleri ve diğer önlemleri almayı taahhüt ederler".

Üstelik, bu sözleşmeleri onaylayan TBMM´nin daha sonra bu sözleşmelerin içeriğini değiştirme olanağı da yoktur.

Ayrıca, Anayasanın 15. maddesinde; savaş, seferberlik, sıkıyönetim gibi olağanüstü hallerde dahi bu sözleşmelerde yer alan "hakların" kısıtlanamayacağı öngörülmüştür.

Bu sözleşmelerde yer alan ortak hükümle, BM bünyesinde oluşturulacak komisyon ve komiteler, Türkiye´de denetim yapma ve iç işlerimize doğrudan müdahale etme olanağına kavuşuyorlar.

Özetle, onaylanan "İkiz Yasalar", ulus devletimizi ve egemenliğimizi tehdit eden yasalardır.

Bölücülüğe ayrı devlet kurma hakkı tanıyan İkiz İhanet Sözleşmesi´ni kabul eden 19 Mart 2001 tarihli Bakanlar Kurulu kararının altında Devlet Bahçeli´nin imzası bulunuyor. (Resmi Gazete, sayı 24352, Mart 2001)

Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz da imzaladı.

 

Sözleşme ikinci kez 25 Nisan 2003 tarihinde Tayyip Erdoğan Hükümeti tarafından TBMM´ye sevk edilmiştir.Kesinleşmiştir

 Gelelim ikinci büyük hataya,

Önce Allah cc. sonra bizler olmasaydık mayınlı alanlar İsrail´e haraç mezat verilecekti.

İlk defa TV´lerde gündeme ben getirdim. Benden sonra ortalık toz duman oldu,

Sonra CHP anayasa mahkemesine götürdü ve iptal edildi.

Neydi o yasa.Sadece mayınlı alanlar değil bunlarla bütünlük teşkil eden hazineye ait alanlar da 49 yıllığına İsrail ?e verilmişti.Bir Kıbrıs büyüklüğünde toprak gitmişti.

Karkamış antik kenti yağmalanmıştı.Ceylanpınar su kaynakları gitmişti.

Suriye ile aramızda İsrail komşumuz olmuştu.

Dünyanın en güzel kirlenmemiş toprakları yağmalanmıştı.

Ottowa sözleşmesini imzalayan Türkiye 2008 de depolarındaki mayınları temizledi.

Sözleşme gereği 2014 de de sınırlardaki mayınlar temizlenecekti. Ertelendi.

Bu sözleşmeleri İsrail-Amerika-Ermenistan-Rusya-Suriye imzalamadı.

Bizim alelacele imzalamamız aleyhimize oldu.

Bugün pkk mayınları İtalya-Almanya israil´e den ve en önemli müttefiki Amerika´dan alıyor.

Teskereden sonra Ortadoğu´da Amerika´nın en önemli müttefiki Amerika oldu.

Biz de Tarım Bakanlığı ile verdiğimiz Amonyum Nitrat gübrelerinin %33 Nitratlı olduğunu bile bile Güneydoğuya veriyoruz. Kuzu Kuzu bizim asker ve polisimize patlayıcı olarak dönme ihtimalini göz ardı ediyoruz.

Maden ocakları,Dinamit satıcı sivil firmalar,barut ve havai fişek satıcıları sıkı denetlenmiyor.

Çözüm MKE de Barut fabrikasının ürettiği mayınlı alanlar açma sistemlerindedir.

jammerla sinyal kesicilerle mayın ve patlayıcılar önlenmez.

Araç kumandaları, oyuncak kumandaları ve 10 liralık apartman sensorları ile patlatıyorlar.

Şehitlerimize Allahtan rahmet, kederli Milletimize başsağlığı diliyorum,

Barış istersen, savaşa hazır olmalısın.

  • Cuma 23.2 ° / 11.5 ° Güneşli
  • Cumartesi 23.2 ° / 8.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazar 19.8 ° / 6.7 ° Güneşli