HABİLHAN PEHLİVANLI


Nasibini başka kapıda arama!

Nasibini başka kapıda arama!


Son zamanlarda, herkes bir taraflara uçuşur oldu.
“Karınca misali en azından tarafım belli olur” diyebilme haysiyetine sahip olanlara saygım sonsuz.

Ya diğerlerine?..
***
Yunus Emre, Taptuk Emre’nin talebesidir (bir rivayete göre hem de damadıdır). Bir işaret üzerine, Taptuk Emre’nin yanına gelip, burada otuz sene hizmet eder.

Otuz sene içinde, manevî yönden birçok dereceler geçmesine rağmen, bunları kâfi görmeyip, oradan ayrılmak ister. Hocası ayrılmasını uygun görmez ise de, ısrarlı olduğunu görünce müsaade eder.

Dergâhtan ayrılan, Hz. Yunus, ağlayarak dağları, taşları dolaşmaya başlar. Kendi kendine, “Otuz sene hizmet ettim. Niçin gereği gibi istifade edemedim” diye inler.

Epey bir zaman, böyle deli divane dolaşır. Bir gün iki kişiye rastlar. Onlarla tanışıp arkadaş olur. Artık üçü beraber dolaşırlar?

Yemek vakti gelmiştir. Aralarında şöyle bir anlaşma yaparlar. Her yemek vaktinde, birisi dua edecek, dua neticesinde gelen yemek ile karınlarını doyuracaklardır.

Bir müddet beraber dolaştıktan sonra, karınları acıkır. İçlerinden birisi dua eder, sonra bir sofra yemek gelir; beraber yerler. Başka bir vakitte, diğer kimse dua eder; yine bir sofra gelir, yine beraber yerler.

Artık sıra Yunus Emre’ye gelmiştir. Çok üzgündür, ne yapacağını şaşırır. Duasının kabul olmayacağından endişe eder. Çaresizlik içinde şöyle dua eder:

- Ya Rabbi, benim yüzümü kara çıkarma! Benim yüzümden, bu iki arkadaşımı aç bırakma! Benim senden bir şey istemeye yüzüm yok, fakat arkadaşlarım temiz kimseler, onları benim sebebimle sıkıntıya sokma! Ya Rabbi, arkadaşlarım kimin yüzü suyu hürmetine dua ettilerse, onun hürmetine duamı kabul eyle.

Duası bitince, her zaman bir sofra geldiği hâlde, bu defa iki sofra birden gelir. Arkadaşları şaşırmıştır. Beraberce yemeği yerler. Arkadaşları Yunus’a sorar:

- Sen kimin yüzü suyu hürmetine diye dua ettin?
- Önce siz söyleyin!
- Biz, Taptuk Emre’nin kapısında hizmet eden Derviş Yunus’un hürmetine dua ettik!!!

Bu hadiseden sonra durumu anlayan Yunus Emre, derhal hocasının kapısına gelir...
Kapıyı açan hocasının eşidir. “Yunus, biliyorsun hocan âmâdır. Hocanın seni affettiğini anlamak için sen başını eşiğe koy. Birazdan dışarı çıkar. Buradan geçerken ayağı sana takılır. Bu kimdir der. “Yunus” deriz. “Bizim Yunus mu?” derse, bil ki seni affetmiştir, kabul etmiştir. Hemen kalk eteğine sarıl.”

Gerçekten birazdan Taptuk Emre gelir. Ayağı Yunus’un başına takılır. “Bu kimdir?” der. “Yunus” derler. “Bizim Yunus mu?” der!..
Bunun üzerine Yunus Emre ayağına sarılır.
Taptuk Emre de, “Zaten senin geleceğini biliyordum. Senin nasibin bu kapıdadır” der.
***
İster, “her şey aslına rücu eder”
İster “tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer de kürkçü dükkânıdır” diye düşünün.

Durum ortada!

Öyleyse başka dergâh aramayın!
Nasibinizi de başka kapıda aramayın!
Sizin dergâhınız da belli!..
Nasibiniz de belli!..
***
Anlayana sivrisinek saz
Anlamayana “Mehter Takımı” bile az!

 

  • Cuma 19.5 ° / 7.9 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 22 ° / 7.5 ° Güneşli
  • Pazar 24.3 ° / 9.1 ° Güneşli