Bu konuda kaçıncı yazım, kaçıncı serzenişim ben de saymayı bıraktım artık.
Ama şu da bilinsin ki etkin müdahale ve etkin kanunlar çıkarılmadığı sürece de yazmaya devam edeceğim.
En başta şu çok iyi bilinmeli ki, öğretmenlik mesleğinin kutsallığını ayaklar altına alanlar, alınmasına müsaade edenler ve yol açanlar bunun vebalini hem bu dünyada hem de öbür dünyada taşıyacaklar.
Öğretmenliği ve öğretmenleri aşağılayıp Peygamber Efendimizin de bir öğretmen olduğunu ve öğretmenliğin bir peygamber mesleği olduğunu hiçe sayan ama dindar geçinenler de?
Atatürk?ün Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte ilk öğretmen ve hatta başöğretmen olduğunu unutan, öte yandan da Atatürkçülüğü ve devrimciliği elden bırakmayanlar da çok iyi bilmelidir ki, öğretmenlik mesleğini ne kadar ayaklar altına alırsanız toplumu da her geçen gün o kadar ayaklar altına almış olursunuz.
Hem de katman katman?
Hem de zerre zerre?
Ve öğretmenliği aşağılamaya kalkanların şunu da unutmaması gerekiyor ki,
Bu kişileri yetiştirenler de öğretmenler ve yaptıkları davranışlarla aslında kendi öz benliklerine ve yetiştirilme tarzlarına olan isyanlarını dışa vuruyorlar.
***
Özellikle son dönemlerde meydana gelen olaylardaki artış?
Veli ile öğretmeni karşı karşıya getiren çeşitli uygulamalar?
Ve öğretmenin saygınlığını azaltan kurallar sonucunda gelinen nokta ortada!..
Toplumsal barışı baltalayabilecek seviyelere ulaşamaya başlayan, öğretmene karşı saygısızca ve aşağılık seviyelerdeki davranışların şiddete de varmasıyla birlikte kaybedecek olanın yine bu toplum olduğunun çok net görülmesi gerekir.
***
Bu millet kanunlarla, kurallarla ya da eline geçen kozlarla değil; manevî olarak saygı ve sevgi duyduğu öğretmenlerine yine aynı saygıyı ve sevgiyi duymadıkça bir arpa boyu yol alamaz.
Zaten bu tür davranışlara sahip olanların eğitimsiz, hem toplumsal hem de dinî cehaletin pençesinde, kültürsüz ve sonradan görme mahlukatlar sürüsü olduğunu da düşünürsek ?insan? denilen yaratılanların en şereflisinin bu tarz davranışlar sergilemesinin mümkün olamayacağını da anlayabiliriz.
***
Değerli veliler,
Sizin çocuklarınız, bizim çocuklarımızdır.
Onlar sizlerin emanetiniz olarak öğretmenlerin gözetimi altındadır.
Ama şunu da aklınızdan asla çıkarmayın:
Sizin bir ya da birkaç çocuğunuz var ve onların üstüne titriyorsunuz.
Ama öğretmenlerin yüzlerce çocuğu var ve hepsinin üstüne eşit miktarda titremek ve hepsinde de eşit davranmak zorunda!..
