Adına Öğretmenler günü dediğiniz bu günü, yine herkes her telden anlatacaklar. Öğretmenlik mesleğinin ne kadar büyük ve kutsal meslek olduğu, yalanını, kandırmacasını, riyakârlığını, en büyük yakıştırmalarını bugün de söyleyecekler. Öğretmenlerimiz de gerçekten bu günün değerli olduğunu zannedecek ki, bilmem kaç kere yıkatıp ütülediği, vücuduna birkaç beden büyük veya küçük gelen, her bayram giydiği takım elbisesini yine giyip yetiştirdiği büyük insanların karşısın gelecekler. Bir rüya gabi olacak. O gün seni ağlatıp duygulandıracaklar. O gece senin gündüzün uzun, gecen ise çabucak bitecek. Seni oraya çağıranların gecesi sabaha kadar vur patlasın çal oynasın sürecek. Öğretmenlik mesleğini birkaç özlü ve güzel sözlerle geçiştirip oyalarken, ülkenin tüm gelirini yukarlarda bir yerlerde yok edip, buharlaştıracaklar.
Her meslek gurubundan olanlar, diğer meslek guruplarında tıngır mıngır çalışırken, seni ise dershanelerden bile kovaladılar. Seni limon, portakal, ayva satıp inşatlarda işçi olarak çalıştırdılar. Seni siyasetin yanına, çevresine getirmemek için her türlü oyunu oynadılar.
Size, siyasette aday olmuş, partide bayağı yukarlar gelmiş, mikrofon olunca ve olmayınca öğretmeni nasıl gördüğü ile ilgili üst düzey siyasetçi bir kişi ile yaşadığım bir anımı anlatmak istiyorum.
Ankara da bulunan bürosunu arayıp bulduk. Bizi gayet iyi karşıladı. Yanımda giden arkadaşla aynı meslektendiler. Konuşmalar gayet samimi geçti. Arkadaşım, benim öğretmen olduğumu değil de emekli müdür olduğumu söyledi. Konuşma samimi bir şekilde konuşup giderken, memleketten kendi hemşerisi öğretmen olan bir arkadaşı sordum.
?´O, söylediğiniz kişi öğretmendir. Devlet çok iyi yapıyor, öğretmenlere çok fazla para vermiyor. Öğretmenin parası olsa hepsi siyasete atılır karşımıza aday olurlar. Boş verin karınlarını zor doyursunlar. Onlar doyarsa onlara güç yetmez. O sorduğunuz öğretmende durumu biraz iyi olsa karşımıza aday olarak çıkacak´´ dedi.
Arkadaşım kızarıp bozararak benimde öğretmen olduğumu söyleyince:
?´Hocam, Allah aşkına doğru söyle´´ diyerek söylediği sözleri bana sırıtarak, kızararak tasdik ettirmeye çalıştı.
Bende, kendisine doğru dönüp, gözünün içine bakarak:
-Yandıkça, etrafını ışıttıkça, eriyen mum gibidir öğretmen dedim. Sizler başbakan, bakan, doktor, hâkim olun. 657´nin en büyük katsayısından maşınızı alın. Köpeğinizin mamasını Amerika´dan, arabanızı Almanya´dan getirtin. Dünya turuna çıkın, gezin, eğlenin, yaşayın. Hep siyasette sizler olun, geleceğe sizler yön verin, senede öğretmeni birkaç güzel sözle pohpohlarsanız, buda biz öğretmenlere yeter, bu söylediklerinizin hepsini biz hak ediyoruz, dedim.
Ortalık buz gibi oldu. Ortam değişti. Baltayı taşa vurduğunu anladı.
Daha sonra baktım bu insan siyaset yaparken öğretmenlerle ve öğretmen dernekleriyle oka dar destursuz atarak, öğretmenin önemi ve özlük haklarıyla ilgili sözler söylüyordu ki, adata ağzım açık kaldı.
Konuşmaları salonda bulunan öğretmenler tarafından çılgınca alkışlandı. Aynı öğretmen derneğinin başkanı onun karşısında düğmeler ilikli put gibi durarak her türlü ilgi ve alakayı gösteriyordu. Ogün bu yapılanları görünce içim cız etti. Yüreğim kabardı, mesleğimi temsil edenlerden utandım. İncindim. Ogün ilerde de öğretmenlerin özlük haklarında hiçbir iyileşmenin olmayacağını anladım. Nasıl ki kesilecek kurban kasabın bıçağını yalıyorsa, öğretmende kendini bu durumlara getiren siyasetçinin alkışını tutuyorlar, dedim.
Şu andaki meclisteki milletvekillerinin mesleklerine bakınca, mesleği öğretmen olan milletvekili yok gibidir. Öğretmenler siyaseti bilmiyorlar mı, yoksa siyaset yapıp önümüzü tıkamasınlar diye ekonomik ve sosyal haklarını bilinçli bir şekilde iyileştirmiyorlar mı? Çünkü Türkiye´de siyasetin parayla yapıldığını herkes biliyor.
Sayın öğretmenim; sakın ola ki bu yılki öğretmenler günündeki vaatlere bakıp ilerde durumum iyi olacak deme. Ben bu vaatleri otuz yedi yıl çalışarak çok dinledim. Benden öncekilerde dinlemiş. Eminim, sizler hatta sizlerden sonrakilerde dinleyecekler. Senin durumunda zerre kadar iyileştirme olmayacak. Ekonomik ve sosyal durumun iyi olursa onların siyaset yapmaları adata imkânsız olacak. Adamlar salak mı? Sana hak ver ipte, kendi siyasi geleceklerini öldürürler mi ?...
NOT: İlerde öğretmeni ve öğretmenlik mesleğini gerçekten anlayan iktidarların gelmesi umuduyla, tüm meslektaşlarımın öğretmenler gününü kutlar, mutluluklar dilerim.
