OSMAN ÖCAL


Paylaşılamayan Tunceli ve Çevresi -III-

Paylaşılamayan Tunceli ve Çevresi -III-


Siyasi Kürtçülüğün dayanağı olan ve Arapça ‘ekrad’ sözcüğünün Kürt sözcüğünün

çoğulu anlamına geliyor olması ile Osmanlı metinlerinde geçen ‘ekrad’ sözü ile Kürt toplumunun kastedildiğinin anlaşılmasıdır.

Oysaki Türkmen ve Yörük topluluklarının birçoğu konar-göçer bir hayat sürmesinden ve dağlık bölgelerde yaşamasından ya da yaşamaya mecbur edilmesinden ötürü aynı adlandırmadan nasibini almıştır.

Özellikle Akkoyunlu-Osmanlı, Osmanlı-Safevi, Moğol-Harzemşah arası mücadeleler sonucu coğrafi konumundan dolayı kolay kolay ele geçirilemeyen Doğu ve Güneydoğu ile beraber Tunceli çevresine sığınan Türkmen aşiretleri de bu adlandırmadan nasiplenmişlerdir.

Hâlbuki Tunceli henüz bir eyalet veya sancak değilken bölgesinin merkezi konumunda olan Çemişgezek’in 12. yüzyılda Türk hükümdarlar tarafından yönetildiği Şerefneme’de belirtilmektedir.

Rıza Zelyut: ‘‘İlginçtir, dönemin Arap kaynaklarında Kürt kelimesi, bugün kökenleri kesin olarak bilinen değişik etnik gruplar için de kullanılmıştır. Örneğin Horasan`daki Halaçlar dâhil buradaki birçok Türk oymağını, göçebe oluşlarından hareketle Arap kaynakları tarafından ‘Ekrad-Kürtler’ olarak adlandırılmışlardır. İstahri de Halaçları, göçebeliklerine bakarak Kürt olarak tanıtmıştır’’(4) dedikten sonra:

 ‘‘Şeyh Hasanlı ve Dersimli aşiretlerinin etnik kimliğini Kürt göstermek gerçekçi değildir. Osmanlı belgelerinde de Kürdistan`ın bugünkü Güneydoğu ile ilgili olarak kullanılmadığı bilinmektedir. Kanuni Sultan Süleyman`ın 1526 yılında Fransa Kralı 1. François`ya yazdığı mektuptan da anlaşılıyor ki Diyarbakır ile Kürdistan denilen bölgenin ilgisi yoktur: ‘Ben ki... Akdeniz`in ve Karadeniz`in ve Rumeli`nin ve Anadolu`nun ve Karaman`ın ve Rum`un ve Vilayet-i Dulkadiriyye`nin ve Diyarbekir`in ve Kürdistan`ın ve Azerbaycan`ın ve Acem`in ve Şam`ın ve Halep’in ve Mısır`ın ve Mekke`nin ve Medine`nin... nice diyarların sultanı ve padişahı Sultan Bayezid Han oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Han`ım’ Mektuptaki diziliş önemli bir gerçeği gösteriyor: Adana-Diyarbakır-Kürdistan-Azerbaycan... Bu dizilişteki Kürdistan da Doğu Anadolu`da, Azerbaycan`ın güneyini işaret etmektedir. 1473`te Osmanlı Sultanı Fatih Sultan Mehmet, Akkoyunlu hakanı Uzun Hasan`ı yenince; dağılan askerlerden Kızılbaş olanlar da Ovacık-Pülümür hattından Dersim bölgesine sığındılar. Akkoyunlu Devleti`nden sonra İran tarafına egemen olan Kızılbaş Türkmenlerin Safevi devleti de Kızılbaş Türkmenleri öne çıkartan tutum içine girdi. Bu süreçte; Kızılbaş boyların bölgede hâkim duruma getirilmesi politikası temel alınmıştı.’’(5)

Osmanlı’da mülk Allah’ındır, padişah koyulan kanunlar çerçevesinde defterdarlar aracılığı ile mülkü yönetir. Mülk kira sistemi ile işletilir. Devlet giderlerini karşılayamaz ise arazi satışı yapabilir. Fakat burada dikkat çekici bir durum var ki Yavuz Sultan Selim yayımladığı ferman ile 33 Kürt beyine derebeylik hakkı vererek bulundukları köyün şehrin işgal ettikleri toprağın babadan oğla geçmesine olanak sağlamış oluyordu. Bunun bazı sebepleri olmalı idi.

 ‘‘Çaldıran Savaşı`ndan önce Doğu Anadolu`nun büyük bölümü hatta Dersim bölgesinin en büyük kalesi Kemah yine Safevilere bağlı Alevilerin merkezi durumundaydı. Bu süreçte; Dersim bölgesi Alevi kimlikli Türkmenler tarafından yönetiliyordu. Konu ile ilgili ayrıntılı bilgiler, Şerefname`de yer almaktadır. Yavuz Sultan Selim; içeride kalan en önemli Kızılbaş merkezi Kemah`ı ele geçirmek için Bıyıklı Mehmet Paşa`yı görevlendirdi, içinde Kürtlerin de bulunduğu Osmanlı ordusu ancak 1515`te burasını zapt etti. Böylece; bölgedeki Kızılbaş güçleri Dersim dağlarına doğru çekildiler; bunların boşalttığı aşağı kesimlere de Kürt aşiretlerinden gelenler oldu… Bu işbirliği sonucunda Osmanlı sınırları içinde kalan Kızılbaş Türkler; kırım, baskı ve bunun peşinden de eritilme sürecini yaşadılar. Böylece, devletin düşman saydığı ve Kürt beylerinin insafına terk ettiği Kızılbaş boylar; Kürt egemenlerine yanaşacak ve oralarda yaşayacak yollar aradılar. Kendilerini anlatmak ve karşıdakileri anlayabilmek için Kürtçeyi öğrenip anadilleri Türkçe yerine onu geçirdiler.

Bilimsel olarak da tespit edilmiştir ki böyle bir ortam içinde boyların anadillerini 60 yıl içinde yitirmeleri ve egemen dili kullanmaları olabilmektedir. Tarih içinde Türk oldukları belli olan Türk boylarından bazılarının bugün Kürtçe konuşuyor olmasının sebebi de işte budur.’’(6) DEVAMI GELECEK

  • Perşembe 21.8 ° / 3.4 ° Güneşli
  • Cuma 19.5 ° / 7.9 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 22 ° / 7.5 ° Güneşli