Pusula Mutfak

Her gün elinize alıp baktığınız, kimi zaman beğenip kimi zaman da ?bu ne böyle? diyerek eleştirdiğiniz bu gazete nasıl çıkıyor, ne hallerle çıkıyor, ne zorluklar yaşanıyor hiç düşündünüz mü?
 
Sanmayın sadece Yılmaz Erdoğan?ın BKM?sinin (Beşiktaş Kültür Merkezi) mutfağı var?
 
Muhabiriyle, yazı işleriyle, grafik tasarımıyla, köşe yazarıyla yoğun koşturma içerisinde geçen bir günün mahsulüdür şu gazete?
 
Hadi az çok muhabirini ya da köşe yazarını okuyarak da olsa tanıdığınız şu gazetenin mutfağında çalışan insanları hiç düşündünüz mü?
 
Ruhunu ve duygularını en yoğun kıvama getirip, tüm yaratıcılığını sergileyerek her gün ayrı renklerle ve şekillerle karşınıza çıkardığı gazete için Halil kardeşimin ne kadar el ve gönül emeği, ne kadar göz nuru harcadığını tahmin edebilir misiniz?
 
Ya mutfağımızın aşçılarını?
Sezai ve Ersin?in gazetenin her işi bittikten sonra yaz kış demeden geceden sabaha uzanan saatlerde gazetemizin en güzel şekilde sizlere ulaşması için kâğıt, metal, kimyasal mürekkepler eşliğinde süren macerasını hiç düşündünüz mü?
***
İnanın bir şeyleri eleştirmek o kadar kolay ki?
?Kırıkkale gazetelerinde ne var ki sanki?? cümlesini duymak artık o kadar rahatsız ediyor ki beni.
 
Elbette bizim de hatalarımız var.
Ama inanın bunlar hep bireysel hatalar.
Bu mesleğin içine ?başka amaçlarla? sızmış üç beş kişinin hatalarını tüm basın camiasına mal etmek gerçekten büyük haksızlık olur bu camiaya?
 
Yoksa Kadir?in ya da Murat Abinin sabahtan akşama kadar olup bitenleri sizlere ulaştırmak için çabalarını görmüş olsanız?
 
Tabi bunca iş, kâğıt parçalarıyla dönmüyor elbet.
İşin bir de para kısmı var.
O banka senin bu banka benim, alacaklar verecekler derken Yunus da akşamın nasıl olduğunu anlayamıyor?
 
Ve mutfağımızın baş aşçısı?
Yani, tüm bu işlerin en güzel şekilde yapılıp sizlere en güzel gazeteyi sunmak için sürekli stres altındaki baş aşçımız Mehmet Abi?
 
Ne diyelim?
Allah yardımcısı olsun.
Her gün onca stresi yaşamak kolay değil.
 
Ve gelelim ?dış desteklere??
Yani, köşe yazarlarına?
 
Diğer arkadaşları bilmem?
Ama 9 Ekim 2009 tarihinden beri günlük yazdığım şu köşeyi nasıl hazırladığımı bir Allah bilir bir de ben bilirim.
Kimi zaman aklıma gelen ve beni uyutmayan bir şeyleri yazmak için gecenin dörtlerine beşlerine kadar oturduğumu (hatta şu anda saat 02.16), kimi zaman da okulda ya da dışarıda birdenbire aklıma gelen ve yazmak istediğim konuyu unutmamak için bir kenara başlık notlar aldığımı da sizlerle paylaşmalıyım.
 
İl Gazetesinin merhum başyazarı Fevzi Başkentli üstadımdan sonra Kırıkkale?de günlük yazan sanırım bir tek ben varım. Ve Allah ömür verdiği sürece bunun da böyle devam edeceğini düşünüyorum.
***
İşte bu da bizim mutfağımız sevgili okurlarım.
Umarım bundan sonra Kırıkkale gazetelerini satın alırken ya da abone olurken ya da gazetelere reklam verirken her şeyi sizler için, Kırıkkale?miz için yaptığımızı düşünür ve bu samimiyetimize inanırsınız.
 
Unutmayın!
Doğru yönü ancak PUSULA ile bulabilirsiniz.
 
Herkese güzel bir gün dileğimle?