HABİLHAN PEHLİVANLI


Şehitten sevdiğine mektup(2)

Şehitten sevdiğine mektup(2)


(Dünden Devam) Kahpe kurşunlar çıkmasaydı bedenimizden; yine ileri geri konuşacaktı birileri. Kurşunlar bedenimizi vurdu ve inan hiç incitmedi ama adam bildiklerimizin bazı sözleri yüreğimize dokundu:
Biz vurulduk; gafiller gaf edermiş;
Demokrasi (!) diye bir laf edermiş
Dağdan ineni bile ??AF?? edermiş
İnan, acı acı güldük  sevdiğim !..
İnan, kahpe kurşunundan daha çok bunlar dokundu yüreğimize ve bir akşam vakti, köyümüzün camisinde salâmız okundu SEVDİĞİM !..  Ama, bilirsin SEVDİĞİM; sadece öldüğümüz gün hatırlanırız biz ve 365 günün 364?ü kahpelerle barış (!) hazırlığına; geriye kalan 1 günü ise bize şükran ve minnet duymaya (!) ayrılır; oysa anasından, babasından, bacısından, gardaşından ve yavuklusundan ayrılan biz oluruz hep !..
Bizim ?Ölüm Günümüz? bize değer verilen tek gündür. Ertesi güne kalmaz unutulur gideriz; daima alınır intikamımız güya, ama her ne hikmetse tutulmayan sözler gibi yutulur gideriz ve en son bıkkınlık veririz çok güvendiğimiz birilerine ve heyhat bir kenara atılır; barış (!), demokrasi (!), özgürlük (!) ve açılım (!) masalları uğruna satılır  gideriz !.. Ve tüm bu vefasızlıklara rağmen, küçücük köyümüzde değil; koca şehirlerde kılarlar namazımızı; esirgemezler bizden, devletlûların bize hayatlarında ilk ve son kez selam durmasını; sağ olsunlar, var olsunlar; ne diyelim SEVDİĞİM:
Duydum ki şehirde bir telaş varmış
Namert sofralarda sıcak aş varmış !..
Nice Devletlû ve Büyükbaş varmış;
Bilsen ne çok mutlu (!) olduk sevdiğim.
Benim köyümün bağlı olduğu şehirde de böyle bir hazırlık vardı dün. Yollar temizleniyordu; sulanıyor, süpürülüyordu yollar; arındırılıyordu her türlü necasetten. Kaldırımlara intizam veriliyordu. Meydana çıkan bütün yollar en şaşaalı günlerinden birini yaşıyordu; evet, hüznünden ağlıyordu yollar ve belki fakat tarihinde ilk kez bu kadar hatırlanmış olmanın verdiği bir hisle seviniyordu; coşuyordu içten içe !.. Ve bütün insanlar yollara koşuyordu? Mutluluktan uçuyordum ben; hiç kimseciklerin görmediği Meleklerle bir olup; beni göremeyen Anamın gözyaşlarını siliyordum usulca ve; ??Ağlama Anam?? diyordum; ??Ben ölmedim; hem ŞEHİDLER ÖLMEZ Kİ !..?? Ağlıyordu oysa Anam, ne bilsin garibim; yaşamayan, görmeyen bilmez ki!..
Yollar, kaldırımlar, evlerin önü belediye işçileriyle dopdoluydu; trafik ışıkları bile bir bezle siliniyordu teker teker; seyyar satıcılar uzak tutuluyordu meydandan ve göğe yükselen bir salânın sesinde unutuluyordu bütün acılar.. Bütün bu hazırlıklar benim için miydi; beni karşılamak için mi ?!.. Yanmış ve kanamış bedenim hiçbir acı hissetmiyordu artık ve fakat görmeye başladığım bu güzel rüyanın tesirinden nurdan bir Meleğin ikazıyla uyanıyordum : ??Bu hazırlıklar senin için değil Şehidim; bugün buraya devletlûlar gelecek; onlar içindir bunca şatafat. Senin ihtiyacın var mı bu kadar şatafata ?!.. Hem Senin için asıl merasim bu alemde değil; ötelerdedir !..? (Devamı Yarın)
  • Salı 23.7 ° / 10.8 ° false
  • Çarşamba 29.4 ° / 15.1 ° false
  • Perşembe 29.3 ° / 13.5 ° false