1991 sonrası dünyanın, modası geçmiş komünizmine karşı yeni moda liberalizmin ülkemizde bu kadar palazlanmasına kim yola açtı dersiniz?
Tabi ki, 70?lerden itibaren bizzat ABD?li uzmanlar tarafından en ufak ayrıntı göz ardı edilmeden yetiştirilen ve adım adım Türk siyasetinin basamaklarını çıkması sağlanan, sonunda da en üst basamak olan cumhurbaşkanlığına kadar yükseltilen Turgut Özal.
Her ne kadar getirildiği zirve noktada çok fazla tutulmayan, getirildiği gibi ?götürülen? Özal?ın bu süreçte kendisine verilen görevleri yerine getirmek için vaktinin olmadığını iddia etmek de pek mümkün değildir.
Amerikan tarzı bir liberalizmi ülkemiz siyasetinin olmazsa olmazı haline getirme görevinin yanı sıra ?fikir fukarası? liboşların da ortaya çıkmasına yol açarak, sanki ülkemizde ?millî? bir fikir akımı yokmuş ya da Türk milleti kendi öz fikriyatını ortaya çıkaramayacak kadar sığ bir milletmiş gibi, Rus komünizmine alternatif olarak Amerikan liberalizminin en gözde fikir olarak ele alınmasına sebep olmuştur.
İlk olarak, 80 öncesinde komünizm ve anarşizm suçlamalarıyla sesleri kısılan ya da sınır dışı edilen sanatçı, gazeteci ve yazarlara özel af çıkartan Özal, bu şahısları ülkeye getirirken ?minnettarlıklarını? göstermek isteyenlere de hedefi işaret etmiştir: ?Liboşluk?? Yani, bir zamanlar peşinden koştuğu, uğruna canını hiçe saydığı komünist fikirlerin yanlışlığını ispatlayarak Amerikancılığın, Avrupacılığın, kapitalizmin ve liberalizmin aslında ne kadar aydınlık fikirler olduğunu insanlara anlatmak!
Ne fark eder ki?
Ha Rus?un komünizmi, ha Amerikan?ın kapitalizmi!..
Bu insanlar da olaya tam bu şekilde bakmış olmalılar ki, daha düne kadar uğrunda kurşun yedikleri, sürgün yedikleri komünizm bir anda ?tu kaka? oluverdi? Bu arada ?Yaşasın Amerika!?
***
O günden bu güne hızlı bir ilerleme(!) sürecine giren Türkiye?de eski çamlar bardak oldu. Eski çamların yanında çınarları da bardak yapma kavgası başladı bile bu arada!
Öyle ki, işbu ?türeme? liboşların 90?ların sonlarından itibaren ortaya atmaya başladıkları ?İkinci Cumhuriyet? ya da ?Yeni Türkiye?ye yönelik çalışmaları son birkaç yıldır iyiden iyiye hızlanmaya başladı.
Hedef: Türkiye!
Hem de 88 yıllık genç çınar Türkiye Cumhuriyeti!..
Uyandığımız her yeni günde bu düşüncelerini bir şekilde ortaya koyanların; konferanslarda, panellerde bu çalışmalarının yol haritasını açıklayanların ekmeğine yağ sürenler; bu fikirler ?Aydınlık ve Yeni Türkiye ?olarak lanse etmeye çalışanlar Türkiye Cumhuriyeti?nin temeline koydukların dinamitlerin fitillerini de ateşlemeye hazırlanıyorlar. Türk basınını ele geçirerek, başlattıkları psikolojik harbin son bombasını patlatmaya hazırlanıyorlar.
İşte son bombaları:
Star Gazetesi!
?Yeni Türkiye?nin gazetesi? sürmanşet reklamıyla ?küresel? yazarlarını tanıtan Star Gazetesi, İkinci Cumhuriyetçilerin başı Mehmet Altan?ın başyazarlığında hangi fikirleri savunduğu bilinen bir gazete?
Başkanlık sisteminin Özal Döneminden bu yana en ateşli savunucusu Mehmet Altan?ın ?millî devlet?e, ?üniter yapıya? olan husumetini bilmeyen kaldı mı?
İşte böyle bir başyazarın birlikte çalışacağı yazarlar da ancak böyle ?küresel? yazarlar olur; Hasan El Benna?nın torunu falan işte!..
İşte size ?Yeni Türkiye?den bir kesit!!!
