Bu seçim için her parti kendine göre ?tarihî? bir seçim benzetmesi yapıyor ya?
Gerçekten çok haklılar!
İktidar Partisi, ?bir kez daha?nın mücadelesini veriyor. Zira ?bir kez daha? olması halinde tarihî bir durum gerçekleşecek. Türk siyasî tarihinde bir ilk olacak.
CHP, çok kısa bir süre önce genel başkan değiştirmiş haliyle ilk defa halkın karşısına çıkacak. Ve iktidar hesapları yapacak kadar güçlü hazırlanıyorlar.
MHP ise Türkiye?nin ve Türk Milletinin can damarı olan, yumuşak karnı olan milliyetçilik ve vatanseverlik eksenindeki büyük bir kitleye sahip olan oylara talip? Bu haliyle de iktidar olma hesapları yapan MHP?nin bu seçimdeki en önemli silahı ise yönetimde, eğitimde ve toplumda son zamanlarda oluşan güvensizlik ve bu güvensizliğe yol açan dış müdahaleler. Yani MHP için bu seçimin tarihî olmasından kasıt, yeniden ?millî? çizgide bir Türkiye siyaseti oluşturmak!
***
Gelelim BDP?ye?
Ya da herkesin anlayacağı ve kendilerinin bir kez bile inkâr etmediği şekliyle PKK?nın siyasî uzantısına?
Seçim Kanunundaki %10?luk baraj sebebiyle parti olarak seçimlere katılmayan BDP, kanunlarımızdaki delikleri çok iyi tespit etmiş olacak ki, geçtiğimiz seçimden itibaren Türk siyasetine yeni bir ?ahlâk? getirdi: ?Bağımsız olarak seçil. Sonra kendi partinde toplan!?
İşte bu yöntemle geçtiğimiz dönem mecliste grup bile kuran BDP, Akın Birdal ve Ufuk Uras gibi Kürt etnik ırkçılığı ekseninde siyaset yapmayan ama ne hikmetse partileri çatısı altına giren ?devrimcileri? de yanlarına alarak yollarına devam ettiler.
BDP için bu seçimin tarihî olması, 30-35 gibi bir milletvekili hedefiyle ortaya çıkmasıdır ki, bu da %6.5 gibi bir oran yapar. Bu sayıdaki bir milletvekili oranı da zor durumda kalan ve iktidar olma şansını kıl payı kaybetme riski taşıyabilecek partiler için sığınılacak bir liman bile olabilir.
Ancak;
Demokrasi kelimesinin henüz anlamını tam olarak bulamadığı ülkemizde ?tehdit? ve ?güç? kavramları her seferinde demokrasi kavramının üzerine çıkabilmektedir.
İşte bu yüzden BDP?lilerin önderliğindeki gruplar Güneydoğu Anadolu?da birçok şehrimizi ?kurtarılmış bölge? edasıyla kullanabiliyorlar!
İşte bu yüzden aynı gruplar İstanbul?da, İzmir?de, Bursa?da, Adana?da, Mersin?de ve ülkemizin daha birçok büyük şehrinde ?kurtarılmış bölgeler? yaratıp devlete meydan okuyor ve polisle, hatta halkla çatışabiliyorlar.
İşte bu yüzden bu gruplar ve sözcüleri 1 Mayıs törenlerinde Atatürk büstüne Apo posteri asabiliyor; bölünme, federasyon, özerklik gibi millî birlik ve bütünlüğümüze kasteden sözler ve eylemlere girişebiliyorlar.
***
Öyleyse bu seçim gerçekten tarihî bir seçim!
Bu seçim, partiler üstü bir yaklaşımla;
Türkiye?nin Türkiye olarak kalabilmesinin seçimi!
Türlü entrikalara karşı derlenme, toparlanma seçimi!
Demokrasisiyle, insan haklarıyla, bayrağı ve vatanıyla bir bütün olarak Türkiye?nin seçimi!
Öyleyse bu seçimde ufak tefek hesaplar bir yana bırakılıp ülkemiz ve milletimiz için sandığa gitmek zorundayız.
Şakası kalmadı bu işin!
