Endişe etmeyin, coğrafya dersi anlatacak değilim!
Türkiye?yi yabancılara anlatan bir yazı da yazmayacağım!
Birileri gibi, kafama göre harita da çizecek değilim!
Türkiye?yi bölmek için her türlü entrikaya başvuranlara;
Her türlü ayak oyunlarını, masa başı oyunlarını, ağız oyunlarını deneyenlere;
Türkiye?nin yüzölçümünü bir kez daha hatırlatmak istedim.
Hatta
Bu söylediğim yalnızca harita üzerindeki, yani fiziksel yüzölçümü?
Ya da
Türkiye Cumhuriyeti Devleti?nin resmi yüzölçümü?
Yani;
Edirne?den Hakkâri?ye?
Ardahan?dan Muğla?ya?
Sinop?tan Hatay?a kadar olan sınırlarımızın yüzölçümü!
Ya bir de gönüllerdeki?
Sibirya?dan Mezopotamya?ya?
Kafkasya?dan Bosna?ya kadar olan sınırlar?
O sınırlar her haritaya sığmaz!
O sınırlar her yüreğe de sığmaz!
O sınırları hayal edebilmek için yürek ötesi duygular gerekir!
***
Öyleyse
Bu milletin gözündeki ve gönlündeki ile oynamaya kimsenin hakkı yok!
814.578 kilometrekare üzerinde kimsenin oyun oynamaya hakkı yok!
Bu milletin fertleri ülkenin her bir noktasında doya doya yaşar ve yaşamaya devam edecektir.
Sivas?tan ötesi de, Gâvurdağı?ndan ötesi de Türk?ün yurdudur?
Diyarbakır da?
Hakkâri de?
Şırnak da!
***
Bilmeyenler bilsin, duymayanlar duysun istedim!
