Yazıya bir soru ile başladım ama soruyu lütfen yanlış anlamayın. Biliyorsunuz bir iki güne kadar vekil adaylıkları belli olacak. Rahatsız olduğum bir konuda dikkat çeksin diye bu başlığı kullandım.
Bir akrabam yaklaşık 50-60 yıldır İsveç'te yaşıyor. Zaman zaman Türkiye'ye tatile geldikçe milletvekillerine ve bakanlara yapılan ayrıcalıklı hareketlere hep hayretini bildirir.
Ve İsveç'te bırakın milletvekili için trafiğin durdurulmasını BAŞBAKAN için bile trafiğin durdurulmadığından bahseder. Türkiye'de trafiğin milletvekili için durdurulması sadece bir örnek. Hız sınırının ihlalinde milletvekiline ve yakınına tanınan ayrıcalıktan başlayın listeyi uzatın gidin.
Hani yıllardır Avrupa Birliğine girme mücadelesi veriyoruz ya. Emin olun siyasetteki bu uygulamalarımızda şarklılıktan kurtulamadığımız sürece bize sadece gülerek bakacaklardır.
Kendi başbakanları makamına yürüyerek ya da halk otobüsüyle giden bir İsveç vatandaşı bizim ülkemizde bırakın başbakanı bir milletvekiline bile tanınan onlarca imtiyazı televizyonlarda izleyince gülüyordur herhalde. Bu saydıklarımız sadece İsveç'e özgü değil elbette.
Başbakanlık köşkünde değil kendi evinde oturan Avrupalı politikacılar. Eşi başbakan olduğu halde öğretmen olan eşinin görev yaptığı okuluna her gün kendi özel aracıyla gidip gelmesi. Bisikletiyle parlamentoya giden Avrupalı politikacılar. Başbakanlığın yemekhanesinde herkesle birlikte sıraya girip yemeğini alan Avrupalı politikacılar. Vesaire vesaire. Bunun gibi birçok örneği internetten bakıp okuyabilirsiniz.
Yani partinin yollarına tek sıra halinde saaaf saaaaf dizilip, bırakın milletvekilinin elini öpmeyi, bir Avrupalı başbakanın kendi seçmenlerine elini öptürdüğünü televizyonlarda ben izlemedim. Bilmiyorum siz gördünüz mü?
Bu 21. yüzyıla yakışan bir görüntü değildir. Bu seçmen-politikacı ilişkisi filan değildir. Bu saygı falanda değildir. Sokaklarda, milletvekilinin elini öpmek için sıraya girmiş insan güruhunu seyredenlerin, o milletvekiline-bakana ve el öpenlere için için neler söylediklerini herkes tahmin ediyordur sanıyorum.
İslami hassasiyetle bakarsanız, O milletvekilinin nefsini kabarta kabarta o milletvekilini adeta bir BENLİK heykeline dönüştürürsünüz.
Sosyolojik açıdan bakarsanız, vekilin elini eteğini öperek ancak ve ancak kullar ve krallar topluluğuna dönüşürüz.
Sanırım Hazreti Ömer zamanında. Ashabla otururken gülümsüyor. Ashab soruyor Niye güldün ya Ömer diye.
Hazreti Ömer cevap veriyor.Biz putlara tapındığımız dönemde helvadan put yapar ve tapardık. Çölde giderken acıkınca da o helvadan putları yerdik. O aklıma geldi ona gülüyorum der.
Değerli dostlar. Milletvekilleri bizim sadece VEKİLLERİMİZ. Lütfen unutmayın biz ASİLİZ. Vekil adayları belli olunca ya da onlar milletvekili seçilince lütfen ona bu gerçeği unutturacak şekilde tazimde bulunmayın. Affınıza sığınarak (haşa) onları putlaştırmayın. Ona bizim ASİL olduğumuzu onun ise sadece vekil olduğunu unutturacak şekilde elini öperek kolunu öperek abartılı saygı gösterilerinde bulunursak, milletvekiline yağcılık ve yalakalıkta yarışa girersek, vekil kendisini kral ve vazgeçilmez zannedecektir. Dolayısıyla onları bu şehre hizmet getirilmesi noktasında gereği gibi çalıştıramayız.
El öpmeyi çok seviyorsanız, gidin ANA'nızın BABA'nızın elini öpün. Böylelikle hem de sevap kazanırsınız.
