SENUR ÜNVER


YAZARIN TÜCCAR OLANI

Hayatta nasılsa edebiyatta da öyle: Her nereye dönseniz derhal kendinizi düzelmez, yola gelmez bir insan güruhuyla karşı karşıya buluyorsunuz, her tarafı her bir köşeyi doldurmuşlar, tıpkı yaz sinekleri gibi sürü halinde her yere doluşup her şeyi kirletiyorlar. Bir yığın berbat kitap, gıdasını buğday başaklarından alan ve sonunda onu boğup kurutan edebiyatın istilacı yabani otları da öyle… Arthur Schopenhauer


Hayatta nasılsa edebiyatta da öyle: Her nereye dönseniz derhal kendinizi düzelmez, yola gelmez bir insan güruhuyla karşı karşıya buluyorsunuz, her tarafı her bir köşeyi doldurmuşlar, tıpkı yaz sinekleri gibi sürü halinde her yere doluşup her şeyi kirletiyorlar. Bir yığın berbat kitap, gıdasını buğday başaklarından alan ve sonunda onu boğup kurutan edebiyatın istilacı yabani otları da öyle…

Arthur Schopenhauer

 Bugün kişisel gelişimcilere, yaşam koçlarına, İslamcı romantik kitap yazarlarına(!) ve daha da önemlisi, çay edebiyatına gönlümce eleştiri yapacağım. Son zamanlarda sayıları giderek artan bu lüzumsuzlar, yaptıkları kâğıt israfı yetmiyormuş gibi niteliksiz okuyucu yetiştirmekte de bir numarayı kaptılar. Üstüne üstlük, halkı soydukları yetmediğinden olacak, yazdıkları her bir satırın arkasında durmakta da ısrarcılar. Şimdi bu olayın, iki temel sebebi var. Bunlardan ilki, okuyucunun beceriksizliğidir. Yalnız bu sebep, eğer yazar lehine kullanılmak için çoğaltılıyorsa büyük bir ahlaksızlıktır. Yok eğer yazar hakikaten de farkında olmadan eserinin iyi olduğunu düşünüyorsa, böyle bir budalanın kitabını basan yayıncılara da mutlaka yozlaşmanın suçlaması yapılmalıdır.

Peki, biz bu hale nasıl geldik? Hangi ara içinden tılsım çıkan kitapların işlerimizi yoluna koyacağına inanmaya başladık? Ne zaman başarmanın yarısı inanmaktır tarzında vasat mesajları olan kitaplara para vermek hoşumuza gider oldu? Sanıyorum ki kişisel gelişimcilerin önünü açan şey, halkın büyük çaresizliğidir. Ancak bu öyle sıradan, geçiştirilecek bir çaresizlik değil, zavallı ve çözümsüz bir sefalettir. Eh, işler böyle olunca da her şeyi halledebileceğimizi söyleyen birkaç sayfa yazı da fena gelmez hani…

Berbatlıkların bir diğerine geçelim şimdi de, süslü cümlelerle beceriksizliğini gizlemeye çalışan çay edebiyatçılarına, tabi ki Wattpad yazıları da dâhil… Esasen bu çılgın kirliliği açıklamaya çalışmayı bile onursuz bir iş olarak görüyorum. Öyle ki sebeplerini düşünmek, okuyucu hakkında büyük bir kırgınlıkla sonuçlanıyor yüreğimde. Hadi bu tüccarlar ceplerini doldurmak için yazdı, siz ne diye çok satanlara soktunuz?  Yoksa cidden sevdiniz mi çay kokulu bilmem ne yazan budalaları? Devam ettikçe anlıyorum ki, benim asıl sitemim okuyucuya. Eğer bir yol açılmasaydı, oradan geçip giden düzenbazlarda olmazdı.

Ne yazık ki bu durum bizi çok farklı noktalardan vurabilir. Algı kapasitesi düşen bir halk, kabullenmeye hazır bir toplum demektir. Ona ne sunarsanız sunun, şu ya da bu fark etmeyecek, kandırılmaya mahkûm kalacaktır. Daha da fenası, zeki ve yetenekli olanların önünü türlü budalalıklarla kapatıp, eleştirinin haykırışına bir son verebilirler. Açıkçası edebiyatta tükendik. Ya da incelikle söylemek gerekirse, üzerinde düşünülecek bir şey okumak yerine, his sandığımız buruk bir şovun peşinden koşuyoruz. Umuyorum ki halkımız, bir an önce bu basitliğe son verir. İşte o zaman, her alandaki her iş biraz daha akıllıca yapılacaktır.

  • Cumartesi 26.1 ° / 9.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazar 28.9 ° / 10.4 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Pazartesi 25 ° / 9.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu