İSMAİL DURSUN KUZUCU

Tarih: 31.12.2013 09:35

YANLIŞI SAVUNMAK (Yandaş Sendikalar)

Facebook Twitter Linked-in

Allah kimseyi yanlışı savunacak kadar zorda bırakmasın. 25.12.2013 Günü yerel gazeteleri okuduğumda ben de, bu çağrışım oluştu. Bir memur sendikası ülkedeki yolsuzluk operasyonu ile ilgili görüşlerini anlatıyor ve : ‘’Küresel güçlerin operasyonu, kaos ortamı yaratmak istiyorlar’’ diyor. Daha sonra ise’’Büyüme hedefine kararlılıkla gidilecek’’diyerek acele açıklamalarına devam ediyor.

Doğru veya yanlış ortaya atılmış birçok iddialar var. Mahkemeler karar vermeden kimseye suçlu diyemeyiz. Adil yargılama ortamının yaratılması gerekir. Tüm sendikalar ve sivil toplum örgütleri bu konuda görüş bildirmelidir. Yani bu sendikanın üzerine düşmeyen, bilgisinin olmadığı ve anlamadığı konuda sırf taraf olduğu yönü belli etmek için yapılan acele açıklamalar olarak görüyorum. Yesinler sizin açıklamalarınızı. Üyelerinizin hak ve menfaatlerine gelince sus pus oluyorsunuz  ama kendi koltuğunu koruma işine gelince ‘’Kayseri ye liman istiyorum’’diye bağırıyorsunuz.

 Sendika yetkilileri, yapmayın, etmeyin savunduğunuz (yani savunamadığınız) sendikacılıkla Allah’ını seversen geçen on yılda ne haklar getirdiniz? Üyelerinizin hangi durumunu düzelttiniz? Masaya oturduğunuzda söke söke hak isterim dediniz mi? Hükümetin verdiği üç kuruşu bile aklınızın yetmediğinden daha azını aldınız.  Sizin yandaş olmanızdan ne çalışanlar, nede emekliler hiçbir hak alamadıkları gibi yıllarca çeşitli güçlüklerle aldıklarını da kaybettiler.

   Aynı; memurları masada sattığınız gibi şimdide  ‘’Büyük yolsuzluk operasyonu’’ ile ilgili ala acele doğrunun ne olduğunu bilmeden açıklama yapıyorsunuz. Kardeşim ortaya atılan iddialar yenilir yutulur cinsinden değil. Bırakın yandaş gibi açıklamalar yapmayı. Doğru ve yanlış olduğunu şimdilik hiç birimiz bilemeyiz. Hiç olmazsa adil bir yargılama için tüm sivil toplum kuruluşları olarak desteklemeniz gerekirdi.  Sırf kendi emelleriniz, istekleriniz ve koltuğunuz için üyelerinizin geleceğini ve haklarını sattığınız, peşkeş çektiğiniz gibi ülkemizin menfaatlerini de satmayın. Çünkü bunun içinde yetimin, fakirin, şehidimizin ve gazimizin hakkı vardır.

 

  Son günlerdeki İstanbul emniyetindeki savcıların emirlerini yok sayma işi kendi başına devletimizin genel gidişatına vurulmuş bir darbe olarak değerlendirmek gerekir. Soruşturmanın ucunun kimlere dokunacağı belli olunca peş peşe yönetmenlik değiştirilerek, belli makamlara da göz dağı verilerek büyük bir kaos ortamı yaratılmıştır. Gerçektende bu ortamı yaratanlardan ve binlerce yılda kazanılmış devlet geleneğimizi hiçe sayanlardan hesabının sorulması gerekir. Bunun içinde hırsızlıkta yanlışı savunmak, herkesi sıkıntıya sokar ve ayarı ile oynadığınız adaletin ne zaman kimlere lazım olacağı belli olmaz.

Eyy  yandaş sendikaların patronları; ayarı ile oynanan adalet bir gün sizi de tartacağını unutmayın. Milletimizin her ferdi, fakiri, fukarası, askeri, işçisi, memuru nasıl ki mahkemelerde işledikleri her suç için yargılanıyor, hesap veriyorsa; dokunulmazlığı olan veya olmayan her vatandaş kim olursa olsun hesap vermesi gerekir. Yoksa kimseye bu ülkede eşit vatandaşlık haklarından bahsedemeyiz. Herkese göre ayrı bir adalet uygulanan ülkelerde kimse, gerçek adalet olduğunu söyleyemez.                   


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —