ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ
Hastalığın erken teşhis edilmesi durumunda görme kaybı oluşmadan kontrol altına alınabileceğini kaydeden İl Sağlık Müdürü Mustafa Uzun "Bunun için 30 yaşını aşmış erişkinlere her yıl düzenli göz muayenesi olması, göz tansiyonunu kontrol ettirmesi ve gerekirse görme alanı inceleme testleri yaptırması tavsiye ediyoruz” diye konuştu. Sabahları belirginleşen baş ağrısı, zaman zaman bulanık görme, geceleri ışıkların etrafında ışıklı halkalar görme ve televizyon izlerken göz etrafında oluşan ağrının hastalığın belirtileri olduğunu söyleyen Uzun, şu bilgileri verdi:
HAFİF BELİRTİLERİ AÇIĞA ÇIKARIR
“Görme kaybı olana dek fark etmeyebilirsiniz. Göz tansiyonunun belirtileri sadece kısa bir zaman süren bulanık görüş gibi belirtilerle hafif olabilir. Glokomun ciddi işaretleri, göz çevresinde veya içinde bulanık görüşü veya uzun süreli ağrıyı kapsar. Doğuştan gelen glokomda, işaretler gözlerin çabuk sulanmasını ve ışığa karşı hassasiyeti içerebilir. Bebeğiniz çoğu zaman gözlerini ovuşturabilir, kısabilir veya kapalı tutabilir. Ailede göz tansiyonu öyküsünün olması (genetik yatkınlık), 35 yaşın üzerinde olunması, şeker ve guatr hastalığı, şiddetli kansızlık veya şoklar, vücut tansiyonu, yüksek miyopi ve hipermetropi, migren, uzun süreli kortizon tedavisi, hipertansiyon, kolesterol, anti-depresan vs. ilaçların kullanımı, göz yaralanmaları ve ırksal faktörlerdir. Bu özelliklere sahip kişilerin görme sinirindeki hasarın erken tespiti amacıyla düzenli olarak göz muayenelerini yaptırmaları gerekiyor.”
TEDAVİSİ MÜMKÜN
Hastalığın tedavisinin ilaçla, lazer ve cerrahi yöntemlerle yapılabildiğini söyleyen Uzun, "İlaç tedavisinde kullanılan birçok damla mevcut. Tedaviye bir ilaçla başlanır, yetmezse ikinci ilaç ilave edilir. İlaç tedavisine yeterli cevap alınamayan hastalarda lazerle tedavi seçeneği uygulanabilir. İlaç tedavisi ile glokom yeterince kontrol altına alınamıyorsa ameliyat gerekebilir." şeklinde konuştu.