Çimenin çiçeğin
Börtünün böceğin
Otun çöpün canlanmaya başladığı bahar aylarının sembolü gibidir papatyalar…
Sarısı güneşi,
Beyazı da
Yeniden canlanan
Pırıl pırıl
Tertemiz doğayı sembolize eder.
***
Hayatında hiçbir şey istediği gibi gitmeyen
Tevekkülden bîhaber
Kendisini kaderin kucağına bırakanların tek dayanağıdır fallar…
Kahvenin telvesinden,
Çakılların şeklinden,
Papatyanın yapraklarından,
İskambilin resminden niyet okuyanların
Umut dağıtanların kucağına bırakırlar kendilerini…
***
Peki, neden bu hale geldi insanoğlu?
Baharın gelişiyle içi içine sığmayan tabiat ananın
Sağa sola saçtığı bin bir rengin,
Bin bir çeşit çiçeğin,
Bin bir çeşit börtü böceğin tadını çıkarmak varken,
Canlanıp,
Bir gayretle çalışmak ve kazanmak varken,
Nedir bu hazırcılık?
Nereden çıktı yatarak kazanma merakı?
Hani emek?
Hani çaba?
Hani tevekkül?
Hani gayret?
Kaplumbağa ile tavşanın,
Karınca ile ağustos böceğinin hikâyelerinden ders çıkaran nesil nerede?
Hani çalışanın kazandığı dünya?
Ne,
Kim,
Ya da kimler öğretti bize
Yata yata kazanmayı?
Ve papatya fallarıyla yaşamayı?..