‘Seçim zamanında bölünen pasta,
Sevinçte birliksin birliksin yasta,
Çok ozana bedel bir Duran Usta,
Vuslatî şahidi bunun Sulakyurt’ demiştik bir şiirimizin son dörtlüğünde. Kırıkkaleli olup şahsen tanıdığımız çok değerli şairlerimiz var. Bunlardan bir tanesi de şiirde adını zikrettiğimiz Duran Usta.
Duran Usta’yı ( Duran Yücel) şahsen tanımak, onu dinlemek, olayları destansı bir şekilde nasıl şiirleştirdiğini görmek; dinlerken, okuduğu şiirle nasıl bütünleştiğini hissetmek, okuduğu şiirlerin bir yerinde kendini bulmak, hayatın kaçınılmaz gerçeklerinin mısralar arasına nasıl serpiştirildiğini anlamak bir şiir sever için hiç de zor değil.
Saz çalmamasına rağmen yazdığı şiirler, kullandığı dil ve işlediği konulardan dolayı bir halk ozanın özelliklerini taşıyor Duran Usta. Demire şekil verirken nasıl emek verip alın teri döküyorsa sözcüklere de dans ettirip şekil verirken yüreğinin sıcaklığını, coşkusunu, sevecenliğini, yiğitliğini bazen hüznünü nakış nakış işliyor.
1952 yılında Sulakyurt ilçesi Deredüzü köyünde dünyaya gelen Duran Usta İlkokuldan sonra başka bir eğitim almamış. Çocukluğundan beri şiiri tanıyor ve yazıyor. Sulakyurt merkezde sıcak demir ustası olarak iş hayatını sürdürmektedir. Eli çekiçteyken bile yüreği şiirdedir Duran Usta’nın.
Şiirlerinde bazen Duran bazen Yücel mahlasını kullanıyor. Bir şiir ve bir şiirinden de birkaç dörtlükle söz Duran Usta’da.
‘‘Sallanışın Gız Gibi
Sülüne benzettim usul boyunuz
Huri midir melek midir soyunuz
Has meyveden sıkma taze suyunuz
Gendi gelin sallanışı gız gibi
Karşıki dağların eteği yazı
Huri mi melek mi yosmanın gızı
Önümden de gaydı keklik palazı
Gendi gelin sallanışı gız gibi
Ceylana benzettim gözde sürmeyi
İskilip Çorum’u gezdim Terme’yi
Kabul et sevdiğim yârim demeyi
Gendi gelin sallanışı gız gibi
Sevgine aşgına bağlandı özüm
Endamın gözlerin sendeki nazın
Bağladı Yücel’i bir tatlı sözün
Gendi gelin sallanışı gız gibi’’
Soma faciası için yazdığı bir destandan birkaç dörtlük.
‘‘Üç yüz bir kişiyi maden öldürdü
Bütün Türkiye’yi yasa boğdurdu
Nazlı yârin gül benzini soldurdu
Ne kadar garaymış kömür garası
Kirlenmesin diye çizme çıkardı
Yetmiş altı milyon o cana baktı
Bir lokmacık ekmek ne canlar yaktı
Ne kadar garaymış kömür garası
Çok yanık söylüyor Yücel sözünü
Yandı ciğerlerim dövdüm dizimi
Kömür garasıyla yazmış yazımı
Ne kadar garaymış kömür garası’’