PROF.DR.MEHMET MERT


Geleceğin Stratejik Sektörü: Tarım

Geleceğin Stratejik Sektörü: Tarım


Dünya nüfusu hızla artıyor. Her gün 350 binden fazla insan dünyaya geliyor. Bugün dünyada bazı ülkeler yeterli gıda üretimi yapamadıkları için açlıkla karşı karşıyalar. Çoğu Afrika ve Asya kıtasında olan bu ülkeler vatandaşlarına bırakın sebze, meyve, hayvansal gıdalar arzını sağlamayı yeterli tahıl arzının bile sağlayamıyorlar. Bu durumun kaçınılmaz sonucu, hepimizin malumu olduğu üzere, açlıktır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatı?nın (FAO), ?Dünyada Gıda Güvenliği Durumu? raporuna göre dünyada 870 milyon insan açlık sınırında yaşıyor ve her yıl 2.5 milyondan fazla çocuk açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle yaşamını yitiriyor. Yani dünyada her yedi insandan biri yetersiz beslenme kurbanıdır. Bugünün koşullarını yansıtan bu tablo gerçekten üzücü ve trajiktir.
***
Nüfusun hızlı artışı, buna bağlı olarak artan kentleşme ve sanayileşme, giderek hızlanan teknolojik gelişme süreçleri, özellikle son yüzyıl boyunca dünyanın doğal kaynaklarının hızla tükenmesine, doğal dengenin bozulmasına ve tarım alanlarının daralmasına neden olmuşlardır. Ayrıca bu süreçlerin etkisiyle artan sera gazı salımının küresel iklim değişikliğine neden olduğu da herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Küresel iklim değişikliğinin bir sonucu olarak yaşanan kuraklık ve sel baskınları, tarımsal üretimi tehdit etmektedir. Önümüzdeki dönemlerde bu tehdidin artarak devam edeceği kesindir. İklim değişiklikleri ile birlikte yeraltı su kaynaklarının azalması da gelecekte tarımsal arzı olumsuz etkileyecek faktörler arasındadır.
***
Son yıllarda enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar, insanları alternatif enerji arayışlarına itmiştir. Bunlar arasında biyoenerji (biyoyakıtlar) tarımla doğrudan ilgilidir. Biyoenerji, bitkilerden veya biyolojik her türlü atıktan elde edilebilecek olan enerjiye verilen genel isimdir. Tarımsal alanların beslenme amacı dışında tahsisi, var olan tarımsal arz sorununu daha da daraltacağı anlamına gelmektedir.  
***

Sonuç olarak biryandan nüfus artışı ile birlikte insanların gıda talebi yükselirken diğer yandan birtakım sorunlar nedeniyle bir tarımsal arz daralması riski ile karşı karşıyayız. Bir bakıma ikilemle. Amerika Birleşik Devletleri Ulusal İstihbarat Direktörlüğü, `Küresel Eğilimler 2030: Alternatif Dünyalar` başlıklı raporunda 2030?da gıda ihtiyacının, dünya nüfusu ve genişleyen orta sınıfın tüketim alışkanlıklarındaki yükselişinden dolayı % 35 oranında artacağı öngörülmektedir (http://www.dni.gov/files/documents/GlobalTrends_2030.pdf.). Görülüğü gibi gıda, dolayısıyla tarım artık istihbarat raporlarına giriyor. Gıda talebindeki artışları gören dünyaya hükmeden uluslar arası büyük firmalar, kendi uzmanlık alanı dışında olsa bile, tarım ve hayvancılığa şimdiden yatırım yapmaya başladılar bile. Bu arada dünyada ve bölgesinde ekonomik kalkınma noktasında iddialı olan ülkemiz erozyon, amaç dışı kullanım, yer altı ve yerüstü sularının kirlenmesi gibi tarımsal üretimi tehdit eden sorunlarını tamamen çözebilmiş değildir. Bunlara ek olarak, küresel iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkelerden birisiyiz.  Üstelik sıcaklık artışından Güney Doğu Anadolu, İç Anadolu, Ege ve Akdeniz gibi tarımsal potansiyeli yüksek bölgelerin daha fazla etkileneceğini de ayrıca göz önünde tutalım. Sorunların çözümünde hareket noktası sürdürülebilirlik olmalıdır. Gelecekte, tarıma hükmeden ülkelerin dünyaya da hükmedeceğini unutmayalım.
  • Pazartesi 9.3 ° / 5.5 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Salı 8 ° / 2.8 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 9.7 ° / 3.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı