Türkiye Cumhuriyeti kuruldu kurulalı doğusu ve batısı ayrı telden çalan bir duruma gelmemişti. 21.03.2013 günü yapılan Diyarbakır nevruz kutlamaları ile Devlet Bahçeli?nin (MHP) yaptığı Bursa mitingi çok farklı dünyanın insanlarının kılıçla kesilmiş gibi ayrıştığını gördük.
Tüm bunları gören halkımızın büyük bir kısmının? ?eyvah!!??dediklerini duyduk. Ülkenin geleceğinden birlik ve beraberliğimizin ileride korunacağından derin endişe duyduk. İçimizden derin bir ah çekerek iki farklı Türkiye diye sızlandık.
Diyarbakır?daki nevruz kutlamalarının hükümetin himayesinde devletin bayrağını çekmeden eşkıyanın bez parçaları ile fütursuzca bağırıp çağırmaları, meydan okumaları her Türk vatandaşı gibi beni de çok üzdü. Derinden yaraladı. Bir eğitimci olarak vatan, millet, bayrak sevgisini Türkiye?nin dört bir tarafında ne büyük emeklerle anlatmıştık. Vatan, millet, bayrak sevgisi o günlerde herkes için ne kadar kutsal değerlerdi. Bu değerlere değil kötü söz etmek ima yolu ile kötü bakmak bile çok büyük suç sayılırdı. Diyarbakır?daki nevruz kutlamalarını görünce sanki Türkiye de değil de başka bir ülkede olduğu izlenimini edindim. Bayrağı İstanbul surlarına vücudunda birçok ok saplanmış şekilde diken Ulubatlı Hasan ile savaşlarda mermi yemiş kılıç saplanmış yiğitlerimizin sancağı düşürmemek için son nefesine kadar mücadeleleri aklımıza geldi. Abdullah Öcalan?ın meydandaki mektubu yenilgiyi kabul eden bir kişinin değil, galip bir komutan edası ile okunması hepimizin üzüntü kaynağı olmuştur. Bu günlerimiz belki daha iyi günlerimiz ileride daha neler ne olumsuzluklar yaşayacağımız endişesi ülkemiz insanını derinden etkilemektedir. İçimizi kemirmektedir. Karnı çok acıktığı veya canı çok çektiği için tatlı çalan çocuğu birçok güvenlik görevlisi ile ceza evine gönderirken eşkıyayı, birçok kişinin katillerini elini kolunu sallayarak hadi yurt dışına git diyeceğiz. Bu durum şehitlerimizin ve ölülerimizin yeniden bir daha şehit olması, ölmesi demek olduğunu aklımızdan çıkarmayalım.
Başkanlık sistemi veya yerel yönetimlerin güçlendirilmesi sanki ileride buralara özel statülerin verileceği izlenimini doğurmaktadır. Eğer bugün biz bu bölgeye hizmette zorluk çekiyorsak yarın o sistemde yanına bile varamayız. Devletin her karışında hükümran olmadığı bir yapının ileride başımıza çok büyük sıkıntılar getireceği unutulmamalıdır.
