Mazıdağı deplasmanındaki galibiyetle moral bulan takımımız, bu hafta evinde Erciyes’i konuk etti.
Geçen haftaki köşe yazımda Erciyes’in özellikle savunma anlayışına ve az gol yemesine vurgu yapmıştım. Bu savunmayı aşacak bir oyun anlayışı benimsememiz gerekiyordu ama işler öngördüğümüz gibi olmadı.
Eksiklerden dolayı kadro olarak beklediğimiz bir 11 sahadaydı. Topu tamamen rakibe bıraktığımız bir ilk yarı izledik. Hücumu en iyi olan takımlardan biriyiz. Biz hücum gücümüzden dolayı rakibe top bırakacak bir oyun oynamamalıyız. Defansı da genel anlamda iyi yapan bir takım olmadığımız için bu anlayış ile hem üretken olamayacağımız hem de pozisyonlar vereceğimiz çok aşikardı. Özellikle de iç sahada topu beklememiz bizi hep geride tutacaktır. Rakibin pas trafiğini bir türlü kesemedik. Bırakın pozisyon bulmayı, kaleye şut dahi atamadık. İlk yarıyı daha farklı kaybedebilecek iken 1-0 geride kapattık. Bu da bizim açımızdan bir şanstı. Belki ikinci yarı yapacağımız değişikliklerle bu şansı kullanabilir ve maça ortak olabiliriz diye düşünmüştük.
İkinci yarıya değişiklik yapmadan başlamamıza anlam veremedim. İzlediğimiz en kötü ilk yarıdan sonra en az 2 oyuncu değişmeliydi. Hatta bana kalırsa, Ömer, Suphi ve Berkay direkt ikinci yarı başlarken oyuna girmeliydi. İkinci yarı başında değişiklik yapmayınca kötü ve isteksiz oyun ikinci yarı da devam etti. İlk tehlikeli olacak pozisyonu 64’te korner ile yakaladık. Onda da Orçun istediği gibi vuramadı. Orçun’un kornerlerde gidip gol araması bizim için iyi ama bu maçta hücumda o kadar kötüydük ki duran toptan bile gol atamayacak durumda maçı bitirdik.
Erciyes ikinci yarı da iyi pas yapmaya devam etti. İlk yarıda kesemediğimiz pas trafiğini ikinci yarıda da kesemedik.
Tugay, Ethem ve Mehmet Tosun oyunu iyi yönlendirdi. Geriden Eren de onlara iyi destek verdi. Çok etkili bir forvetleri olsa tarihi bir fark yiyebilirdik. Yine de böyle ne yaptığını bilen, maçı iyi yönlendirip iyi pas yapan bir takımı da bu sene hiç izlememiştik. Erciyes’in savunma hattına ayrı değinmek istiyorum. Cuma günü Süper Lig’de Karagümrük- Kayseri maçını izlemiştim. Kayseri’nin defans hattı, inanın Erciyes’ten iyi değil. Mevcut Erciyes savunma hattını, kaleciyle beraber o maça koysak çok daha başarılı olurdu. Elbette Süper Lig seviyesinde oyuncular olmayabilir ama çok iyi bir savunma oluşturulduğunu rahat söyleyebiliriz. Erciyes teknik direktörü Gökhan Ünal’ı böyle bir savunma taktiği benimsediği ve maça böyle konsantre hazırlayıp çok iyi pas oyunu yaptığı için ayrıca tebrik ediyorum.
Takımımıza genel anlamda baktığımızda bir isteksizlik söz konusuydu. Furkan’ın eksikliğini çok fazla hissettik. Takımın pas yapmasında, yönlendirilmesinde ve rakip atakları karşılamada Furkan çok önemli bir yere sahipti. Geçen hafta gereksiz gördüğü kırmızı kartın ceremesini bu maçta hep beraber çektik.
Bugün maçı isteyen sadece 2 oyuncu vardı. Deniz ve Canberk. İki oyuncu farklı yenilmemizi engelledi. Özellikle Deniz, sahada isyan eden tek oyuncuydu. Kalecimiz Canberk de önemli kurtarışlar yaptı. Canberk’i eleştireceğim tek nokta çok ağır hareket ediyor. Neredeyse ilk yarı yavaş hareket ettiği için hakem kart gösterecekti. İleride hızlı adamlarımızı hareketlendirebilse pozisyonlara girmemiz daha kolay olabilir.
Bu iki oyuncu dışında takımın hepsi kötüydü. Özellikle Şerafettin’de çok ciddi bir düşüş var. İlk 4 hafta yani Bingöl maçına kadar en formda oyuncularımızdan birisiydi ama sonraki 4 maçta en formsuz oyuncu oldu. Toplayacağını düşünüyorum ama böyle form düşüşlerinde yedek oyunculara da şans vermek gerekiyor. O bölgede Yusuf veya Fatih’i deneyebiliriz. Bazı oyuncular oynatarak değil dinlendirilerek kazanılabilir. Bizim özellikle iç sahada sağ ve sol beklerimiz hücuma çok fazla destek vermeli. Ortada Furkan’ın olmadığı böyle bir maçta bekler daha fazla ileri çıkabilirdi. Onlar da çıkmayınca hücumda hiç etkili olamadık. Formda olan kanatlarımız Muhlis ve Çağlar ile ortada Bedirhan maalesef hiçbir varlık gösteremediler. Özellikle Çağlar çok fazla top ezdi. Geçen haftaki yazıda da belirttiğim gibi fizikli savunmalarını hava toplarıyla, doldur boşalt ile geçemeyeceğiz çok belliydi. Maça iyi çalışmadığımız her halimizden belliydi.
Bu senenin en kötü ve en mücadeleden yoksun futbolunu oynadık. Neredeyse kaleye şut atamadan maçı bitirdik. Bu umarım izlediğimiz ilk ve son kötü futbol olur. Yani bazı şeyleri anlarım ama mücadele etmemeyi hiçbir şekilde anlayamam. Bu kadar kötü mücadele etmeye hakkımız yok.
Bir de hakemlere değinmek istiyorum. İç sahadaki maçlarda takdir haklarını nedense hep rakibe kullanıyorlar. Bugünkü hakem de evet skora etki etmedi ama kötü bir yönetim gösterdi. Taraftar bu yüzden de önemli. Tribünler dolduğu zaman baskıyla onlar da doğru kararları verebilirler ya da takdir haklarını daha eşit dağıtabilirler.
Haftaya Diyarbakır deplasmanına gidiyoruz. Deplasmanda iyi bir grafiğimiz ve oyunumuz var. Puan kaybettiğimiz maçlarda bile deplasmanda direnç koyabildik. Erciyes maçına göre daha umutlu olacağım bir maç olacak. Diyarbakır da kendi evinde hiç maç kazanamadı. Ligde puanlar çok yakın gittiği için mutlaka 3 puanla dönmeliyiz. Ne olursa olsun play-off hattından devre arasına kadar kopmamamız gerekiyor.
Konsantrasyonumuzun en üst düzey olduğu bir maç izleyebilmek dileğiyle…


